BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Festival

Berlinale Günlüğü: Hail Caesar!

Berlin Film Festivali’nde yer alan filmler arasında en merak edileni, hakkında en çok yazılıp çizileni kuşkusuz Joel ve Ethan Coen Kardeşler’in yazıp yönettiği, yapımcılığını da üstlendiği “Hail Caesar!”. Capital film stüdyosunda başlayan ve mekansal değilse bile içerik olarak stüdyo dışına çıkmayan yapımın başkahramanı ise Josh Brolin’in hayat verdiği stüdyo yöneticisi/yapımcısı Eddie Mannix.

Hail, Casar!Film 50li yıllarda Amerika’daki bir film stüdyosunda geçiyor, yani II. Dünya Savaşı’nın bittiği, Soğuk Savaş’ın da başladığı bir dönemde. Fakat savaş hala kesin olarak “soğumadığı” için etkileri görülmesi bile Soviyetler ve Birleşik Devletler arasındaki gerilim henüz sinemaya yansımamış durumda. Coen Kardeşler’in kamerasına yansıyan ise bütün bu atmosferden uzak kalmayı başaran, savaşın gerçeklerinden kendini koruyan Hollywood’un büyülü dünyası.

Eddie Mannix yönetimindeki Capitol Pictures Studios bir taraftan Hıristiyanlık’ın doğuşu hikayesini, bir yandan denizcilerin hayatını, kadınların gösteri dünyasındaki yerini ve bir diğer yandan da herkesin imrendiği üst sınıfın yaşamını anlatan filmler çekmeye çalışıyor. Hıristinyalık’ın doğuşu hikayesini Roma üzerinden Katolik bir görüşle, denizciliği insanları denizci olmaya ve Navy’e katılmaya davet eden bir dille, kadınların gösteri dünyasındaki yerini kadının hiçbir zaman sahip olamadığı sahte bir toplumsal perspektifle, üst sınıfın yaşamını ise etraflarında dönen entrikalar ve çektikleri acılar aracılığıyla aktararak dönem sinemasının yapmaya çalıştıklarını, insanları manipüle etmedeki becerisini be bir anlamda gözler önüne seriyor. Bu gerçeği ortaya çıkarmak için de her bir filmin başrolündeki oyuncuların oynadıkları karakter ile olan ilişkilerindeki zıtlıklarını kullanıyor. Örnek vermek gerekirse DeeAnna’nın (Scarlett Johansson) popülaritesinin çektiği filmlerdeki karakterlere değil, kendi masumane yaşam tarzının etkili olması veya Hobie Doyle’u (Alden Ehrenreich) şöhreti yakalamasında oyunculuğundan öte yakışıklılığı ve şarkı söylemedeki başarısının değeri gösterilebilir.

201613909_5Hollywood sinemasını dönemin çekim teknikleri, dekorasyonu, makyajı da dahil olmak üzere her yönüyle yansıtan “Hail Caesar!”ın değindiği bir diğer nokta ise kapitalizm ve komünizm arasındaki mücadelenin sinemadaki yeri. Hemen her sektörde karşılaşılan “haksızlıkların” Hollywood’daki biçimini gösteren film, Amerika’da geçmesi sebebiyle kapitalist düzenin kendi içindeki fraksiyonları nasıl dizginlendiğinin, onlarla nasıl başa çıktığının formüllerini de sunuyor.

201613909_6“Hail Caesar!” muhteşem görselleri, eğlenceli diyalogları, gerçekçi tiplemeleri ve zarif göndermeleriyle oldukça başarılı bir film. Coen Kardeşler’in imzasını taşıyan, George Clooney, Ralph Fiennes, Tilda Swinton, Channing Tatum gibi isimlerin “özgürleşmesine” (karakterlerini özgür bırakarak istedikleri gibi, doğal) olanak tanıyan ve Altın Ayı çıtasını yükselten iyi bir yapım. Gelecek sene Oscar’da da adını sıkça duyacağımızı şimdiden söyleyebilirim.

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et