BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Ernest Hemingway’in romanından uyarlanan ve Sam Wood’un yönettiği 1943 tarihli Çanlar Kimin İçin Çalıyor (For Whom the Bell Tolls) filmindeki rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterilen oyuncunun bir de Altın Küre ödülü var. Akim Tamiroff ayrıca İstanbul’da çekilen Topkapı (1964), bir Jean-Luc Godard klasiği olan Alphaville (1965) ve bir Orson Welles filmi olan Touch Of Evil’da (1958) da rol almıştı.

Ege Görgün

Kadıköy’de bir Hollywood Yıldızı: Akim Tamiroff

Ernest Hemingway’in romanından uyarlanan ve Sam Wood’un yönettiği 1943 tarihli Çanlar Kimin İçin Çalıyor (For Whom the Bell Tolls) filmindeki rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterilen oyuncunun bir de Altın Küre ödülü var. Akim Tamiroff ayrıca İstanbul’da çekilen Topkapı (1964), bir Jean-Luc Godard klasiği olan Alphaville (1965) ve bir Orson Welles filmi olan Touch Of Evil’da (1958) da rol almıştı.

1949 tarihli Cagliostro filminde Akim Tamiroff ve Orson Welles birlikte görülüyor.

Bülent Bakar imzalı Esir Şehrin Misafirleri Beyaz Ruslar adlı kitap Bolşevik İhtilali’nden kaçıp İstanbul’a gelenlerin hikayelerini anlatıyor. Onlardan biri de sonradan Çanlar Kimin İçin Çalıyor filmindeki rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterilecek olan ünlü Hollywood yıldızı Akim Tamiroff idi.

 Ege Görgün (Landlord)

Çarlık Rusyası’nı sona erdirip Sovyetler Birliği’ni doğuran süreci başlatan Ekim Devrimi (24 Ekim 1917) milyonlarca insanın hayatını sonsuza dek değiştirmişti.

Lenin’in önderliğinde yönetimi ele geçiren Kızıllar ile Bolşevik karşıtı Beyaz Ruslar arasında patlak veren savaş yüzünden kanlı mücadeleler bir süre daha devam edecekti. Ancak çok sayı da aristokrat ya da soylu Beyaz Rus canını kurtarmak için ihtilalden kaçıp mülteci olarak başka ülkelere sığınmayı tercih edecekti. Mülteciler topyekün Beyaz Rus olarak adlandırılsalar da içlerinde Ukraynalılar, Tatarlar, Rumlar, Çerkezler, Türkmenler, Gürcüler, Karmuklar ve Ermeniler de vardı.

Beyaz Ruslar Türkiye’ye Mütareke yıllarında gelirler ve çoğunlukla Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde de ülkemizde kalmaya devam ederler. Tarihçi Kitabevi’nden çıkan Esir Şehrin Misafirleri Beyaz Ruslar önce bu insanların bize misafir gelmesine neden olan siyasi ve toplumsal olayları kronolojik olarak özetliyor. Ardından bu misafirlik süresince var olan koşulları ve ortaya çıkan gelişmeleri mercek altına alıyor. Son olarak da bu misafirliğin sosyal ve kültürel hayatımıza etkilerine ve yansımalarına göz atıyor. Ancak kitabın en ilginç bölümleri çoğunlukla eski gazete haberlerinden derlenmiş bilgilerle oluşturulan kişilere dair hikayeler. Ne yazık ki bu bölümler çok ama çok az yer tutuyor kitapta.

Bu hikayelerden biri sayesinde Kadıköy’ün yıllar önce bir Hollywood yıldızını ağırladığını öğreniyoruz mesela. Tiflis doğumlu, Ermeni asıllı bu ünlü oyuncu Akim Tamiroff. (1899-1972) Ernest Hemingway’in romanından uyarlanan ve Sam Wood’un yönettiği 1943 tarihli Çanlar Kimin İçin Çalıyor (For Whom the Bell Tolls) filmindeki rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterilen oyuncunun bir de Altın Küre ödülü var. Akim Tamiroff ayrıca İstanbul’da çekilen Topkapı (1964), bir Jean-Luc Godard klasiği olan Alphaville (1965) ve bir Orson Welles filmi olan Touch Of Evil’da (1958) da rol almıştı.

16 Nisan 1968 tarihli Akşam gazetesindeki habere dayandırılan hikayenin diğer bir kahramnı ise ünlü gazetecimiz Hikmet Feridun Es. Habere göre H.F. Es ile görüşme isteği Tamiroff’tan gelmiş. Tamiroff gazeteciler arasında bir Türk’ün olduğunu öğrenince hemen onunla görüşmek istemiş. Görüşmede Tamiroff’un Türkiye’ye iltica eden bir Beyaz Rus olduğu ve 3.5 yıl Kadıköy’de ikamet ettiği ortaya çıkıyor.

“Hiç unutmam büyük bir vapurla Kadıköyü’ne geçtik…Ah Kadıköy…Ne güzel, ne fevkâlade yerdir. Biraz piyano çalmasını bildiğim için piyano hocalığına başladım. Birçok büyük Türk ailelerine piyona dersi verdim. Bizim partide, muhacirler arasında gene meşhur sinema artisti Olga Çekova da vardı. Bir müddet o da Kadıköyü’nde oturdu. Canım Kadıköy… Şimdi nasıl? Muhakkak bir kere gidip İstanbul’u, Kadıköy’ü göreceğim…”

Tamiroff’un bu arzusunu en azından Topkapı çekimleri sayesinde bir kere gerçekleştirdiğini biliyoruz. Tamiroff’un sonraki sözleri ise Hollywood’ta Kadıköy’ün reklamını yaptığını kanıtlıyor.

“Kadıköyü’nü Marlene Dietrich’e o kadar anlatmışımdır ki ne zaman bir şey söylemek için ağzımı açsam. “Gene İstanbul’dan mı bahsedeceksin?” der. Maamafih ona Kadıköyü’nü o kadar çok anlattım ki Marlene de burayı pek merak etti. Muhakkak gidip Kadıköyü’nü, hem de beraber, görmek niyetindeyiz…”

Zamanın gazete muhabirlerinin, hele ki Hikmet Feridun Es’in haberlerini süsleme gayreti düşünülürse, okuduğumuz demecin mübağalalı olup olmadığı konusunda biraz kuşkuya düşüyoruz açıkçası ama Tamiroff’un Kadıköy macerasından şüphe etmemiz için herhangi bir sebep yok.

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et