BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

18 Nisan’da CNBC-e kanalında başlayacak olan “The Pacific” isimli 10 bölümlük mini dizi ile ilgili bir yazı yazmayı düşünürken, gazetede gördüğüm bir haber yüzünden şaşkına döndüm. Tom Hanks ve Steven Spielberg’in yapımcılığını yaptıkları, 2. Dünya Savaşı’nın Pasifik Cephesi’ni anlatan dizinin 3. bölümünde,

Dizi

Kahramanca sansür: CNBC-e Türklük onurunu kurtardı!…

18 Nisan’da CNBC-e kanalında başlayacak olan “The Pacific” isimli 10 bölümlük mini dizi ile ilgili bir yazı yazmayı düşünürken, gazetede gördüğüm bir haber yüzünden şaşkına döndüm. Tom Hanks ve Steven Spielberg’in yapımcılığını yaptıkları, 2. Dünya Savaşı’nın Pasifik Cephesi’ni anlatan dizinin 3. bölümünde,

18 Nisan’da CNBC-e kanalında başlayacak olan “The Pacific” isimli 10 bölümlük mini dizi ile ilgili bir yazı yazmayı düşünürken, gazetede gördüğüm bir haber yüzünden şaşkına döndüm. Tom Hanks ve Steven Spielberg’in yapımcılığını yaptıkları, 2. Dünya Savaşı’nın Pasifik Cephesi’ni anlatan dizinin 3. bölümünde, habere göre şöyle bir sahne geçiyormuş: Bir Amerikan askeri ile Rum bir kadın arasında geçen diyalogda, “İzmir Yunan şehridir. Türkler şehri istila etti, yaktı” şeklinde bir cümle geçiyormuş. CNBC-e yetkilileri Türkleri rencide edecek ve tarihi gerçekleri çarpıtan bu diyaloğu, yapımcı şirkete şikayet etmişler. Dizinin geri kalan bölümüyle alakası olmadığını düşündükleri için de, yayınlarken o diyaloğu çıkartmaya karar vermişler.

Turgay Özçelik

CNBC-e yetkililerinin bu kararı bir çok ödülü hak ediyor bence. Öncelikle RTÜK tarafından, onlara gerek kalmaksızın kendileri sansür koydukları için, “kraldan çok kralcılık” ödülü verilmeli. Ardından TBMM tarafından, Türk Milleti’nin haysiyet ve şerefini korudukları için ödüllendirilmeli. Bunlar da yetmez, kalbi bu ülke için atan tüm kurum ve kuruluşlar, vatandaşlar şükranlarını arayıp kendilerine iletmeli. Ya bu diyaloğu kaldırmasalardı, izleyen bütün Türkiye vatandaşları İzmir’i yakıp yıktığımızı düşünecekti. Varsın bütün dünya sansürsüz izlesin, onlar böyle düşünsünler. Biz izlemeyelim, biz görmeyelim yeter. CNBC-e’nin bu davranışı diğer televizyonlar için de örnek olmalı, yayın haklarını satın aldıkları yabancı filmleri, dizileri bir incelesinler, uygun görmedikleri sahneleri çıkartıversinler. Bize haber vermelerine bile gerek yok, moralimiz bozulmasın, gururumuz incinmesin yeter.
Dizinin ilk iki bölümünü kanalın düzenlediği basın gösteriminde izledim. Zaten “Kardeşler Takımı”(Band of Brothers) dizisini çok beğenmiş biri olarak, aynı ekibin çektiği bu diziyi merak ediyordum. Aynı “Kardeşler Takımı” kadar başarılı buldum. Her ne kadar Amerika lehinde bir propagandif yönü olsa da, savaş makinesini çok iyi analiz ettiğini düşünüyorum dizinin. Dizinin içinde de geçen “Savaş sadece bedenleri değil, ruhları da lime lime eder” sözünün hakkını veren bir proje olmuş. Savaşın kahramanlık yönü kadar, ondan da öte olan dramatik yönünü aynı anda veriyor. Askerler orada canını verirken, ülkelerinde kahraman ilan ediliyorlar, onlar üzerinden politika yapılıyor.

“The Pacific” üzerine konuşulacak daha çok şey var aslında, ama CNBC-e’nin bu kararı benim için dizinin çok çok önüne geçti doğrusu. Bu kanalı çok iyi yabancı filmler gösterdiği, üstelik altyazılı yayınladıkları için takip ediyordum. Ama artık yayınladıkları filmleri sansürleyip sansürlemediklerine güvenmiyorum. Kendilerini nasıl bir konumda görüyorlar da, diziyi sansürleme hakkını kendilerinde buluyorlar. Ve bunu kahramanlık maskesi altında açıklayabiliyorlar. Takdir de bekliyorlar üstelik, “helal olsun” dememizi istiyorlar. Merak ediyorum, eğer Japonlar da benzer bir karar almak isteseler, dizinin neredeyse tamamı Japonlar aleyhinde sözlerle doluyken, bu mantıkla neresini izleyecekler dizinin. Japonlara cani denmesinden bir insan olarak gücenmiyoruz da, Türklere laf edilince mi güceniyoruz sadece. O zaman bu kanal, Tarantino’nun “Soysuzlar Çetesi(Inglourious Basterds) filmini de yayınlamaz tarihi gerçekleri saptırıyor diye.

Diziyi bu kanaldan takip etmeyi düşünüyordum, ama artık bunu istemiyorum. “The Pacific” dizisini izleyeceğim, ama onların “korsan” dediği yollardan. Ama asıl korsanlık onların yaptıkları bana kalırsa. Katılırsın, ya da katılmazsın; yayınlarsın ya da yayınlamazsın o ayrı; ama bir eserin tek bir saniyesini bile sansürlemeye hakkın yok!..

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et