BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

N. Erman'ın ise bundan esinlenmiş olması muhtemeldir. Fantastik/polisiye edebiyatın klasikleşmiş karakterlerine göndermelerde bulunduğu dikkate alındığında bir başka benzetmeyi daha yapmış olabileceği olası gözükmektedir (bu bölümde Tarzan ve Robenson Cruise, bir önceki bölümde Dr Jekyll ve Mr.Hyde, bir sonraki bölümde ise Sherlock Holmes benzetmeleri yapar

Olağan Mevzular

Kayıp Kitaplar Kütüphanesi (6): Canavar Frankenştayn – Son Dört Bölüm

N. Erman’ın ise bundan esinlenmiş olması muhtemeldir. Fantastik/polisiye edebiyatın klasikleşmiş karakterlerine göndermelerde bulunduğu dikkate alındığında bir başka benzetmeyi daha yapmış olabileceği olası gözükmektedir (bu bölümde Tarzan ve Robenson Cruise, bir önceki bölümde Dr Jekyll ve Mr.Hyde, bir sonraki bölümde ise Sherlock Holmes benzetmeleri yapar

bela-lugosi

Fatih Danacı ilk bölümünü paylaştığı Canavar Frankenştayn serisinin incelemesine kaldığı yerden devam ediyor.

Canavar Frankenştayn serisinin ilk dört bölümüyle birlikte İgor, canavar ve oğul Frankenştayn çıkan bir yangında ölür. Ya da öldüğü sanılır! Ardında yatan gizem ise hiç beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar. Olayların üzerinden altı yıl geçmiştir ve Profesör Zodiag, bir ruh çağırma seansı düzenler. Bu seansa Marküs adlı bir doktoru da çağırır. Seans esnasında canavarın ruhu çağrılmak istenir (canavarın bir ruha sahip olup olmadığı Gizli Oda adlı bölümde yer alır). Ancak yanıt alınmaz, çünkü canavar ölmemiştir. Bu gerçeğin ardından, canavarın yaratıcısı olan Doktor Baron Frankenştayn’a seslenilir ve sırlarının bulunduğu kişisel notların yeri öğrenilir.

Fatih Danacı Fatih Danacı

Seansın ardından Profesör, Doktor Marküs’e kendi çalışmalarını gösterir. Çalışması ise canavar üzerinedir. Çünkü öldüğü düşünülen İgor, canavarı profesöre götürmüştür. Profesör de canavara konuşmasını öğretmiş (orijinal romanda canavar, köylü bir aileyi gizlice mezardan-gelenizleyerek konuşmasını öğrenir) ve normal bir insan görünümü kazandırmıştır. Profesörün asıl amacı ise beyin transferi yapabilmektir. Bunun için Doktor Marküs’e ihtiyaç duyar, çünkü Marküs de yangında öldüğü düşünülen oğul Frankenştayn’dır ve bir kez daha ismini değiştirmiştir. Ancak babasının yaptıklarından kurtulmaya çalışan oğul Frankenştayn bu teklifi reddeder. Bu durumda canavar tarafından tehdit edilir (orijinal romanda canavar, kendisine eş yaratması için yaratıcısını tehdit eder, ret cevabı alınca da düğün gecesinde karısı Elizabeth’i öldürür) ve Elizabeth adlı kızınıkaçırmaya teşebbüs eder. Bu esnada canavar eski haline bürünür ve bu değişim profesör tarafından Dr. Jekyll ve Mr.Hyde benzetmesi ile açıklanır:

“Bu sırrı kavramak için iki yüzlü adam hikayesini hatırlamanız kâfi! Ben onun kalıbını, kıyafetini değiştirebildim, fakat ruhunu değil! O kötülük düşündüğü zaman yüzü ve bedeni de çirkin bir canavar haline dönüyordu” (N.Erman, Mezardan Gelen Ses, Canavar Frankenştayn serisi beşinci kitap, Işık Kitap ve Basımevi, İstanbul, 1944, s.16)

Mezardan Gelen Ses canavarın ölümüyle sonlanır ve ölmesiyle birlikte yüzü canavargörünümünden kurtulur.

 *

isimsiz-adaİsimsiz Ada adlı altıncı kitap yıllar sonrasını anlatır. Mekan denizin ortasıdır ve Kaptan Ceymis (Kaptan Ceymis, aslında Güstav’dır ve bir bölümlük aradan sonra hikayeye geri döner) ve mürettebatı bir adaya düşer. Burada Profesör Zodiag ile karşılaşır ve yeni bir sır öğrenirler. Profesör, ölen canavarın beyninden ikinci bir canavar yaratmış ve onu ıslah etmek için ıssız bir adaya yerleşmiştir. Ancak Kaptan Ceymis, canavar tarafından saldırıya uğrar, mücadele esnasında canavar denize düşer ve bir ahtapot tarafından öldürülür.

N.Erman, bu bölümde deniz ve kaptan öğelerini kullanmıştır. Orijinal romanda önemli bir öğe olan kaptan, anlatıcılardan biridir ve Doktor Frankenstein’ı Kuzey Kutbu’nda ölmek üzereyken bulmuştur, aynı zamanda doktorun hikayesini dinleyen kişidir. N. Erman‘ın ise bundan esinlenmiş olması muhtemeldir. Fantastik/polisiye edebiyatın klasikleşmiş karakterlerine göndermelerde bulunduğu dikkate alındığında bir başka benzetmeyi daha yapmış olabileceği olası gözükmektedir (bu bölümde Tarzan ve Robenson Cruise, bir önceki bölümde Dr Jekyll ve Mr.Hyde, bir sonraki bölümde ise Sherlock Holmes benzetmeleri yapar).

 *

ikinci-dunyaKaptan Ceymis olarak hikayeye beklenmedik bir şekilde tekrar dahil olan Güstav’ın hikayesi yedinci kitap olan İkinci Dünya’da anlatılır. Buna göre on yıl önce Almanya’nın Branburg kasabasında göreve başlamış ve başarılarından dolayı da Londra’ya Ceymis sahte adıyla atanmıştır. Ancak Branburg kasabasında tekrar ölümler başlar ve kapandığını düşündüğü dosyayı tekrar açmak zorunda kalır. Bu esnada Branburg kasabasının şefi olayı araştırırken Profesör Zodiag’ın deniz altında olan odasında tuzağa düşer. Profesörün çalışmalarını yaptığı bu mekânda ise pek çok canavar vardır. Polis şefi asılmak üzereyken Frankenştayn’lardan birisinin yardım etmesi neticesinde kurtulur ki, o Frankenştayn ise kılık değiştiren Ceymis’tir.

Bu bölümde tek bir canavar yoktur ve canavarların sayısı artmıştır. Ancak sonunda profesörle birlikte hepsi denizin altında boğulur.

*

igorun-seytaniyetiİgor’un Şeytaniyeti, pembe dizi şeklinde ilerleyen serinin son kitabıdır. Aradan yine uzun yıllar geçmiştir ve Doktor Marküs, yani oğul Frankenştayn yaşlanmıştır. Kızı büyümüştür ve bir de torun sahibi olmuştur. Torunununhastalanması üzerine evden ayrılır ve çalışma odasını kullanmaması konusunda asistanına malumat verir. Ancak İgor eve gider ve asistanı ile birlikte çalışma odasına girer. Baronun asistanı aslında sivil bir hafiyedir ve profesörün yokluğunda iki kat daha fazla elektrik ile üstün bir canavar yaratır. Bu esnada Baron eve döner, çünkü canavar torununu kaçırarak eve getirmiştir (küçük kız kaçırıldığı esnada canavara gülümser, bu sevgi gösterisi karşısında ise canavar mutlu olur. Bu sahne orijinal roman ile 1931 tarihli ‘Frankenstein’ filmindeki meşhur göl sahnesini anımsatır). Bu noktada hikaye karmaşık bir hale dönüşür; iki canavar birbiriyle dövüşmeye başlar, kendine yoldaş olması için serinin başından beri çabalayan İgor bu emelini gerçekleştiremez, oğul Frankenştayn ise polis tarafından yakalanır ve bu esnada intihar eder.

Görüleceği üzere karmaşık ve takip edilmesi güç bir hikaye kurgulamıştır N. Erman. Ancak ister iyi kabul edilsin, isterse kötü kabul edilsin, on paralık romanlar geçmişimizde alışılmadık bir seri yakalamasını başarmıştır. Serinin her kitabının kaç adet basıldığı konusunda bir bilgiye ulaşmak ya da ne denli dağıtımının yapıldığını tespit edebilmek zor olsa da sekizinci kitabın son sayfasındaki ilan, kitabın rağbet gördüğünü ispat eder niteliktedir:

 “Frankenştayn serisinin 8’inci sayısı ile birinci cildi tamamlanmış ve dört renkli bir kapak içinde kitap halinde satışa çıkarılmıştır.”

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et