BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Son bir-iki yıldır plak piyasasında bir hareketlenme olmaya başladı. Eski grup ve sanatçıların klasikleşmiş albümlerinin yeni basımlarının yanı sıra güncel grup ve sanatçıların yeni çıkan albümler de plak formatında basılmaya başlandı. 180 gram’lık baskılarla “remastered” olarak, yani günümüz teknolojisiyle yeniden mikslenerek plağa aktarılan bu albümlerinin ses kaliteleri oldukça iyi denebilir (çok kötü olanları da ne yazık ki çıkabiliyor).

Müzik

Plak piyasasında son dönemde yaşanan hareketlenme üzerine bir değerlendirme

Son bir-iki yıldır plak piyasasında bir hareketlenme olmaya başladı. Eski grup ve sanatçıların klasikleşmiş albümlerinin yeni basımlarının yanı sıra güncel grup ve sanatçıların yeni çıkan albümler de plak formatında basılmaya başlandı. 180 gram’lık baskılarla “remastered” olarak, yani günümüz teknolojisiyle yeniden mikslenerek plağa aktarılan bu albümlerinin ses kaliteleri oldukça iyi denebilir (çok kötü olanları da ne yazık ki çıkabiliyor).

Son bir-iki yıldır plak piyasasında bir hareketlenme olmaya başladı. Eski grup ve sanatçıların klasikleşmiş albümlerinin yeni basımlarının yanı sıra güncel grup ve sanatçıların yeni çıkan albümler de plak formatında basılmaya başlandı. 180 gram’lık baskılarla “remastered” olarak, yani günümüz teknolojisiyle yeniden mikslenerek plağa aktarılan bu albümlerinin ses kaliteleri oldukça iyi denebilir (çok kötü olanları da ne yazık ki çıkabiliyor).

 İlke Keskin

Peki, nedir bu 180 gram’lık plak? Plakların dayanıklılığını ve üzerine basılan medyanın kalitesini doğrudan etkileyen en önemli değişken plağın kalınlığıdır. Piyasadaki eski baskıların çok büyük bir kısmı “Dynaflex” yöntemiyle üretilen 125gr’lık baskılardır. Seri üretim için oldukça elverişli olan bu üretim şekli “audiophile”ler tarafından, yani diğer bir deyişle “ses manyakları” tarafından vasat olarak kabul edilir. 180-220 gram arası plaklar kaliteli olarak nitelendirilirler.

Günümüz baskı teknolojisi plak kapaklarının büyüklükleri ve dolayısıyla da görsel olarak çok daha fazla olanak sunmalarıyla birleşince ortaya “vinyl box set” kavramı çıktı. Bu box setler çok genel anlamıyla bir grubun/sanatçının albümlerinin toplanmasıyla ve içine yeni hazırlanmış kitapçıklar konmasıyla hazırlanan, hem göze hem kulağa hitap eten koleksiyonluk toplamalar. Size vereceğim örnekler kendi satın aldığım ve evdeki pikabımda dinlediğim box setlerden olacak. Aşağıdaki fotoğraflar Led ZeppelinMothership (4 plaklık bir toplama), Grateful DeadThe Warner Bros. Studio Albums (5 plaklık bir albüm toplaması) ve Janis Joplin – The Classic LP Collection (Janis Joplin’in bütün stüdyo albümlerinin toplaması) setlerine ait. Bu box setlerin görsel olarak ne kadar muhteşem olduklarını yazıyla anlatmama sanırım gerek yok. Resimlerden de her şey belli oluyor. Fakat hepsinin 180 gram olduğunu belirtmekte fayda var.

Şimdi de bu yazıyı yazma amacımla ilgili bir şeyler belirtmek istiyorum. Müzik tarihinde çok önemli olarak görülen bu tür albümler yurtdışında çok kaliteli bir şekilde yeniden basıladursun, Türkiye’de de ufak ufak eski plaklar yeniden basılmaya başlandı. Şimdilik yeniden baskılarına denk geldiğim eski sanatçılar arasında beni gerçekten heyecanlandıranlar Barış Manço, Cem Karaca, Moğollar ve Erkin Koray oldu. Anadolu Rock’a olan ilgimin dışında, belirttiğim bu grup ve sanatçılar da bence Türk müzik tarihinde çok önemli bir yerdeler (Zeki Müren plağını da arşiviminde bulunması gerektiğine karar verdiğim için aldım). Peki, biz bu plakları nasıl basıyoruz? Yine elimdeki plaklardan bir fotoğraf seçkisi sunarak her biri hakkında ufak yorumlar yapmak istiyorum.

Cem Karaca Ölümsüzler 1 ve 2

Box set olabilecek bir toplama serisi olan Ölümsüzler ne yazık ki tek tek yayımlandı. Fotoğraftan da görebileceğiniz şekilde basit bir plak kabının içinde sunulan bu albümler görsel olarak vasatın önüne geçememişler. Ayrıca 1. albümün ilk yüzünde gösterilen 6 Numaralı Beni Siz Delirttiniz adlı parçanın plağın 2. yüzünde olduğunu belirtmek isterim.

Barış Manço – Sahibinden İhtiyaçtan

Bir başka yeni basım. Raflara çıkalı daha bir ay oldu. Sanırım 1988 yılında basıldığı halinden görsel olarak hiçbir farkı yok. Kapaklı bir plak kabı yapılıp içine birkaç fotoğraf ve bilgi girilebilirdi.

Zeki Müren & Müzeyyen Senar – Kırık Plaklar

2 Plaklık bir toplama. İki sanatçıyla da ilgili bir yorum yapmaya pek gerek yok sanırım. İsimleri yeter. Fakat plağın tasarımına gelelim. Dışarıdan baktığınızda güzel görünen plak kabının içine baktığınızda koca bir boşluk görüyorsunuz. Fazla bir şey yazmaya gerek duymamış sanırım üretici firma.

Moğollar – 1968-2000

2000 yılında 2’li CD formatında yayınlanan bu albüm, bence Türk müzik tarihinde yapılmış en güzel toplamalardan biridir. Eski şarkıların stüdyoda tekrar kaydedilmesi ve bunlara yeni albümlerden seçme parçaların eklenmesiyle oluşturulan bu toplamın plak versiyonu sadece 1 Plak! Albümün yarısının neden atıldığını gerçekten anlamak mümkün değil. Ya da en azından biz öyle anlıyoruz çünkü 2. çıkacaksa bile bunun üzerinde 1 diye belirtilmemiş. Plağın arka kapağında yazılan Moğollar web sitesi linki yanlış. Öyle bir site açılmıyor. Yakından baktığınızda plak kabının sırt tarafının yapışmadığını ve boşluk kaldığını görüyorsunuz. Plak sırtı bu baskı için kalın gelmiş.

Erkin Koray – Meçhul

Gerçekten çok güzel bir toplama. Hem görsel olarak hem de şarkı seçimi olarak. İç yüze Erkin Koray’la ilgili bilgiler girilmiş ve eskilerden birkaç fotoğraf eklenmiş. Cidden çok kaliteli bir baskı. Peki, diğer verdiğim örneklerden farkı ne? Plak Sublime Frequencies adlı Amerikan bir şirket tarafından üretilmiş. Türklerle bir alakası yok yani.

Sanırım bu kadar örnek, anlatmak veya sorgulamak istediğim şey için yeterli olacaktır. Resimlerini gördüğünüz ürünler farklı yapım şirketlerinin ürettikleri plaklar. Görünen o ki, bu yeni basım plaklar hazırlanırken esere fazla bir değer verilmiyor. “Plağı yeniden bastık mı bastık” anlayışı hakim. Hiçbiri tabii ki 180gr’lık plaklar değil. Hatta bazıları hiçbir değişiklik yapılmadan sadece üzerlerine 2011 veya 2012 yazılarak yeniden basılmışlar. Sanatçı bilgisi, albümle ilgili herhangi bir detay, görsel olarak bir albeni kesinlikle eklenmemiş.

Acaba şirketler bu plakları bu devirde sadece koleksiyonerlerin ve plağa gerçekten gönül vermiş kişilerin alacaklarını akıl edemiyorlar mı? 3-5 Kuruş fazla masraf edip plakların fiyatlarını da 3-5 lira fazla koyarak ortaya çok daha güzel şeyler çıkaramazlar mı? Ama sanırım Türkler olarak diğer birçok şeyde de yaptığımız gibi bu işi de sadece yapmış olmak için yapıyoruz. Cebimizden çıkabilecek en az para çıksın ama cebimize girebilecek en çok para girsin düşüncesi. Kaba tabiriyle “elin Amerikalısı” bile tutup bizim Erkin Koray’ımızın eserlerini bizden çok daha iyi bir şekilde basıp ona bizim verdiğimizden daha fazla değer verebiliyorsa sanırım durup biraz düşünmemizin vakti gelmiş demektir.

***

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et