BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

1999’da Sam Mendes imzalı “Amerikan Güzeli” (“American Beauty”) filminin Oscarlarda elde ettiği başarı sinemada bir banliyö akımının doğmasına vesile oldu. “Tutku Oyunları” (“Little Children”), “The Chumscrubber”, “Elde Makas Koşmak” (“Running with Scissors”) gibi muhtelif yönetmenlerin verdiği örnekler yanında Amerikan banliyösünü mesken tutan aykırı yönetmenler Todd Solondz ve Larry Clark filmografilerinin neredeyse tamamını bu akımın en radikal kanadına inşa ettiler. Aynı zamanda yine bir banliyö dizisi olan ‘Six Feet Under’ın da yaratıcısı olan Alan Ball’in ilk uzun metraj filmi olan “Tabu” (“Towelhead”, 2007) ise bu akımın ‘tatlı-sert’ diyebileceğimiz bir örneği.

Bir Film Hakkında

Tabu (Towelhead): Amerikan Pedofili

1999’da Sam Mendes imzalı “Amerikan Güzeli” (“American Beauty”) filminin Oscarlarda elde ettiği başarı sinemada bir banliyö akımının doğmasına vesile oldu. “Tutku Oyunları” (“Little Children”), “The Chumscrubber”, “Elde Makas Koşmak” (“Running with Scissors”) gibi muhtelif yönetmenlerin verdiği örnekler yanında Amerikan banliyösünü mesken tutan aykırı yönetmenler Todd Solondz ve Larry Clark filmografilerinin neredeyse tamamını bu akımın en radikal kanadına inşa ettiler. Aynı zamanda yine bir banliyö dizisi olan ‘Six Feet Under’ın da yaratıcısı olan Alan Ball’in ilk uzun metraj filmi olan “Tabu” (“Towelhead”, 2007) ise bu akımın ‘tatlı-sert’ diyebileceğimiz bir örneği.

1999’da Sam Mendes imzalı Amerikan Güzeli (American Beauty) filminin Oscarlarda elde ettiği başarı sinemada bir banliyö akımının doğmasına vesile oldu. Tutku Oyunları (Little Children), Elde Makas Koşmak (Running with Scissors) gibi muhtelif örneklerin yanında Todd Solondz ve Larry Clark gibi yönetmenler filmografilerinin neredeyse tamamını bu akımın en radikal kanadına inşa ettiler.

  Ercan Dalkılıç

Yine bir banliyö dizisi olan Six Feet Under’ın da yaratıcısı olan Alan Ball’in ilk uzun metraj filmi olan Tabu (Towelhead), işte bu akımın tipik bir örneği aslen.

Birinci Körfez Çıkarmasının evvelindeyiz. 13 yaşındaki Lübnan asıllı Amerikalı ergen bir kız olan Jasira, (Summer Bishil) annesi Gail (Maria Bello) ile annesinin serseri sevgilisi arasında huzursuzluğa sebebiyet verir. Bunun üzerine Houston’a, Lübnanlı Amerikalı babası Rıfat’ın (Peter Macdissi) yanına taşınmak zorunda kalır. Oldukça otoriter ve muhafazakâr bir Nasa çalışanı olan babasının baskısı altında cinselliğini keşfe çıkan Jasira, ilk cinsel deneyimini oğluna bakıcılık yaptığı yan komşusu yedek Amerikan askeri Travis (Aaron Eckhart) ile yaşayacak, Afro-Amerikan erkek arkadaşıyla ırkçı babasının arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.

Film genel olarak Jasira karakterinin uğradığı cinsel ve fiziksel istismar üzerinden ilerleyen bir yapıya sahip. Fakat orijinal isminden de anlaşılacağı üzere –towelhead; argoda genellikle Ortadoğulular için kullanılan bir küfür. Tam karşılık vermek gerekirse ‘türbankafa’ denilebilir bu kelime için.- filmde ırkçılık çok önemli bir yan tema konumunda. Okulda Jasira ile alay eden öğrencileri saymazsak filmde tam manasıyla ırkçı diyebileceğimiz tek bir karakter var o da Lübnan asıllı Rıfat! Nedendir bilinmez yönetmen ‘pedofil bir Amerikalı askeri’ yumuşak bir biçimde ‘tolere’ ederken Rıfat’ı resmen ‘hedef tahtası’ haline getirmiş! Bu haliyle filmin ırkçılık karşıtı söylemler ihtiva ettiğini söylemek mümkün. Fakat konunun objektif olarak ele alındığı iddia etmek abes olur.

Filmin Irak sorunsalı hakkında da ilginç hipotezleri var: Jasira’yı koruma altına alan, örnek banliyö ailesinin temsili genç Amerikalı çifti bir Ortadoğulu ailenin iç ilişkilerine hiçbir yasal hak olmadan müdahale ediyor. Sadece Jasira’nın fotoğraflanan darp izi haricinde filmde yasal bir dayanak gözetilmemiş. Akla ister istemez varsayımlarla ikide bir Irak’a giren Amerikan hükümetlerini getiren bu detay, belki de filmin önemli noktalarından. Yönetmenin bu anlarda hikâyeyi bir koza gibi incelikli örmesi ise gerçekten takdire şayan. Akıma kapılan algı yönetmenin kontrolünde oyuncak olurken seyircinin kafasında tek bir şey var; Amerikan askerinin Jasira’ya tacizi…

Amerikan orta sınıfının ahlaki çöküşünü artık bir misyon haline getiren Alan Ball’ın Tabu‘da kullandığı üslup ile beden sömürüsü yapmamaya dikkat ettiği kesin. Tercih edilen kadrajlar ve hikâyenin gidişatına hâkim olan kontrollü bir sinema dili mevcut filmde. Didaktik bir anlayış sergilemekten de özellikle kaçınan yönetmen, bu tip taciz vakalarında en çok indirgemeci yaklaşımların hatalı olduğunun altını çizmiş kendince. Jasira karakterinin edimleriyle klasik pedofil hikâyelerinden farklı bir hal alan film, bu açıdan bakıldığında banliyö akımının içinde istisnai bir konuma yerleştirebilecek güçte. Fakat bunun Amerika’da rahatsız edici bulunduğunu ve protesto edildiğini de belirtelim.

Bir Larry Clark filmi kadar olmasa da yer yer rahatsız edeci olabilen Tabu,  özellikle finale doğru milliyetçilik yarışı içindeki farklı kültürlere ait karakterlerini bir alana hapsedip ‘çok kültürlü birliktelik’ mesajları veren, fakat işgalci Amerikan ideolojine karşı açıkça cephe almayan, –belki de almaktan korkan- sağlam draması ve oyunculuklarıyla kaliteli fakat tutarsız bir seyirlik sonuçta.

Tabu (Towelhead)

[xrr rating=2.5/5]

Yönetmen: Alan Ball

Senaryo: Alan Ball, Alicia Erian (roman)

Oyuncular: Summer Bishil, Aaron Eckhart, Peter Macdissi

Yapım: 2007 / ABD / 116 dk.

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et