BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Amerikan Bağımsız Sineması'nın son zamanlardaki başarılı ismi David Gordon Green’in yeni uzun metrajı “Hayallerimdeki Kadın”ın (“Manglehorn”) da onun bu sanatsal drama döneminin son ürünü olduğunu söyleyebiliriz sanırım. Al Pacino'nun filme ismini de veren yaşlı ve geçimsiz çilingirci A.J. Manglehorn'u canlandırdığı "Hayallerimdeki Kadın", esas olarak tek bir eksen karakter etrafında şekillenen bir hikayeye sahip.

Ercan Dalkılıç

“Hayallerimdeki Kadın” (“Manglehorn”): Yaşlı ve Öfkeli!

Amerikan Bağımsız Sineması’nın son zamanlardaki başarılı ismi David Gordon Green’in yeni uzun metrajı “Hayallerimdeki Kadın”ın (“Manglehorn”) da onun bu sanatsal drama döneminin son ürünü olduğunu söyleyebiliriz sanırım. Al Pacino’nun filme ismini de veren yaşlı ve geçimsiz çilingirci A.J. Manglehorn’u canlandırdığı “Hayallerimdeki Kadın”, esas olarak tek bir eksen karakter etrafında şekillenen bir hikayeye sahip.

hayallerimdeki kadın

Amerikan Bağımsız Sineması’nın son zamanlardaki başarılı ismi David Gordon Green, ilk olarak 2003 yapımı All the Real Girls ile adını duyurmuştu. Daha sonrasında pek öne çıkmayan ama sınıfı da geçen bir dizi yapıma imza atan Green, şimdiden kültleşen gençlik komedi-aksiyonu Üşütük Kafalar‘la (Pineapple Express) tüm sinefillerin kalbini kazanmayı bilmişti. Üşütük Kafalar‘ın getirdiği ivmeyle birkaç ehven-i şer komedi denemesi daha yapan Green, nasıl olduysa Yolların Prensi (Prince Avalanche) ve Joe‘yla dilini ağırlaştırmaya, sanatsal dramalar yapmaya soyundu.

Ercan Dalkılıç (2) Ercan Dalkılıç

Yönetmenin yeni uzun metrajı Hayallerimdeki Kadın‘ın (Manglehorn) da onun bu sanatsal drama döneminin son ürünü olduğunu söyleyebiliriz sanırım. Al Pacino‘nun filme ismini de veren yaşlı ve geçimsiz çilingirci A.J. Manglehorn’u canlandırdığı Hayallerimdeki Kadın, esas olarak tek bir eksen karakter etrafında şekillenen bir hikayeye sahip. Geçmişte bir şekilde kaybettiği aşkı Clara’ya mektuplar yazan, hayalleri ve içsesleriyle boğuşan Manglehorn, varoluşçu bir edebi karakter gibi incelikli. Sürekli kedisi Fannie’yle [Hollywood’un yükselen kedi takıntısına da ayrıca parantez açalım burada: Hayallerimdeki Kadın‘ın afişinde de tıpkı “Sen Şarkılarını Söyle”in (Inside Llewyn Davis) afişinde olduğu gibi bir kediyi kucağında taşıyan ana karakter var.] vakit geçiren, onun sağlık sorunlarına hassasiyetle eğilen Manglehorn’un tek gerçek ilişkisi her zaman bir hesaplaşma içinde olduğu oğlu Jacob (Chris Messina) ile. Hikayeye ara ara dahil olup arkaplandaki çatışmayı temellendiren Jacob’un haricinde Manglehorn bankadaki güzel memure Dawn’la (Holly Hunter) ilgileniyor… İlgi derken kast edilenin duygusal bir yakınlaşma olduğunu anlamışsınız umarım. Zaten filmin asıl izlediğini belirleyenin de, yaşlı kurdun inceden inceye tutulduğu Dawn olacağını kestirmek güç değil.

MANGLEHORN

Sinema tarihindeki orta yaşlı/yaşlı ve geçimsiz karakterler saymakla bitmez. Jack Nicholson‘un ‘En İyi Erkek Oyuncu Oscarı’nı kucakladığı Benden Bu Kadar‘da (As Good as It Gets) canlandırdığı Melvin Udall böylesi bir karakterdi sözgelimi. Ancak hayat neşesi ve liberal iyimserliğiyle tribünlere oynayan bir karakterdi Melvin Udall. Manglehorn, sonunda bir nebze ağırbaşlı bir iyimserlik barındırsa da daha bilge ve gerçekçi bir karakter. Bizim çilingirci Manglehorn, bana daha çok Zoraki Misafir‘in (Un cuento chino) hırdavatçı Roberto’sunu anımsattı. Çok ayrı coğrafyalarda, çok ayrı hayatları olan insanlar da olsa bu karakterlerin ruhen yakın akraba olduğu iddia edilebilir. Karakterimizin mutluğu arama çabası da uzaktan uzağa Sebastián Lelio‘nun -bizim ülkemizde de sinemaseverler tarafından çok sevilen- Gloria“sını çağrıştırmıyor değil hani. Manglehorn’un arkeolojisini daha da derinleştirmek mümkün, bu noktadan tutarak.

Hayallerimdeki Kadın‘ın Manglehorn ve kedisi üzerine kurduğu metaforik yapıdan da söz etmeden olmaz. Fannie adlı kedi aslında filmin gizli yardımcı karakteri; sahibi Manglehorn gibi o hastalıklı, midesinde de bir anahtar var, bu yüzden de operasyon geçirmesi lazım. Manglehorn’un midesinde bir anahtar yok ama, yüreğinde bir yumru -Clara- var, tabiri caizse. Bir çilingircinin, yani herkesin sorunlarını çözen bir kişinin, kendi hayatındaki açmazlardan bir türlü çıkamaması hayli ironik bu açıdan. Posta kutusu ve arı peteği vasıtasıyla da filmdeki denge yeri geldiğinde hatırlatılıyor seyirciye. Filmin açgözlülük ve mutluluk arasındaki tersine korelasyonu verme biçimi de bahse değer. Karakterlerin -ve tabii kedimizin- yeme/yememe isteğinin tüm sofra sahnelerinde psikolojik dışavurum olarak resmedilmesi tesadüf olmasa gerek.

19768468384_c9a2d563eb_o

Hayallerimdeki Kadın pek öyle genç kitleyi cezbedecek türden bir film değil. Daha çok orta yaşlıların kendini göreceği bir yapım karşımızdaki-açıkçası ben filmi izlerken artık pek de genç olmadığım gerçeğiyle hüzünlenerek yüzleştim. Genel olarak da pek mutlu etmedi eleştirmenleri film; ama bana kalırsa David Gordon Green‘in son dönem dramaları arasında dil olarak en olgunu Hayallerimdeki Kadın. Belki de bu olgunluk yarım yüzyıllık oyunculuk kariyerinde onlarca karakteri sinema tarihine armağan eden Al Pacino‘nun büyüklüğünden kaynaklıyordur, kim bilir. Bazı karakterler oyunculara göre biçilir, Manglehorn da sanki Al Pacino için yazılmış özel bir karakter gibi. Nitekim Pacino da, son yıllarda gördüğümüz en iyi performansını sergiliyor filmde. Tam bir Al Pacino resitali!

 Hayallerimdeki Kadın (Manglehorn)id-1307

 Yönetmen: David Gordon Green

 Senaryo: Paul Logan

 Oyuncular: Al Pacino, Holly Hunter, Harmony Korine

2014 / ABD / 97 dk.

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et