BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

“Garip” filmleriyle Japon piyasasına nam salmış Shintoho Stüdyoları’ndan çıkma 1960 yapımı Jigoku (The Sinners of Hell), Japon korku sinemasının ilk örneklerinden biri olarak bu hafta hepimize cehennem azabı yaşatmaya geliyor.

Tuğba Keleş

Cehennemde bir mevsim: Jigoku (The Sinners of Hell-1960)

“Garip” filmleriyle Japon piyasasına nam salmış Shintoho Stüdyoları’ndan çıkma 1960 yapımı Jigoku (The Sinners of Hell), Japon korku sinemasının ilk örneklerinden biri olarak bu hafta hepimize cehennem azabı yaşatmaya geliyor.

“Garip” filmleriyle Japon piyasasına nam salmış Shintoho Stüdyoları’ndan çıkma 1960 yapımı Jigoku, Japon korku sinemasının ilk örneklerinden biri olarak bu hafta hepimize cehennem azabı yaşatmaya geliyor.

Tuğba Keleş

97 filmlik filmografisinde yalnızca 8-9 korku filmi çekmesine rağmen, Japon korku sinemasının öncülerinden kabul edilen Nobuo Nakagawa, son derece düşük bütçelerle teknik anlamda mükemmele yakın filmler çekmeyi başarmış bir yetenek. Film seyretmek konusunda da diğer meslektaşlarının aksine oldukça istekli olduğu söylenen Nakagawa’nın, hakettiği ilgiyi görmediğini düşünerek hayattan ayrılması ise tek kelimeyle üzücü. Genel olarak zamanının ötesinde çektiği filmler nedeniyle, döneminde pek fazla anlaşılamamış, Jigoku özelinde ise konuyu işleyiş şekliyle insanları fena halde korkutması sebebiyle, diğer filmlerine göz atmak için can atmayı sağlayacak kadar da merak uyandırıcı.

Solda yönetmen Nobuo Nakagawa, sağda Shigeru Amachi ve Yoichi Namura bir sahnenin çekimleri sırasında

Jigoku, Budizm temelinden yola çıkarak biraz Mefisto-vari bir seyirde izleyen, karşılıksız kalmayan kötülüğün sonuçlarını anlatıyor. Teoloji öğrencisi Shiro (yönetmenin çalışmayı sevdiği oyuncularından Shigeru Amachi tarafından canlandırılmaktadır), üniversitedeki hocasının kızıyla evlenme arifesindedir. Karamsar ve kötümser arkadaşı Tamura (Yoichi Namura) tarafından bir şekilde yoldan çıkarılarak, bir gece Tamura’nın kullandığı araba ile sarhoş bir adamın ölümüne sebep olurlar. Aslında kötülükle pek bir ilgisi yokmuş gibi görünen Shiro, olay sırasında ve sonrasında Tamura’ya adama yardım etmeleri gerektiği konusunda karşı gelmişse de uzun vadede aksiyona girişmektense susarak, istemeden de olsa suça ortak olmuş olur.

Filmin en ilginç karakterlerinden olan Tamura, Shiro’nun bir nevi alt benliği, Mefisto’su, hatta Mr. Hide’ıdır. Ayyaşın ölümü ertesi, karmanın oyununa gelen ve durdurulamayacak felaketler zincirini başlatan Shiro, henüz en kötüsünü görmemiştir bile. Peşisıra sevdiklerini kaybederken -teker teker hepsini izlemek mümkündür- en sonunda tüm sevdikleriyle birlikte cehennemi boylar. Böylelikle teatral havada biraz yavaş ilerleyerek seyirciye ilk bir saat cehennem azabı yaşatan film, son 40 dakikalık muhteşem cehennem bölümünü başlatarak, seyircileri çektikleri acıların ertesinde cennete postalamayı başarır. Budizmde ceza sonrası mükâfat, yani cehennemde acı çektikten sonra arınarak cennete geçme durumu var mı bilmiyorum, ama en azından seyirciye böyle bir durum yaşatması vesilesiyle, senaryo ekibini takdir etmemek elde değil.

Cehennemde bir sahnenin hazırlanışı

Budist öğretiye göre kişi öldüğünde Sanzu Nehri’nden geçerek, işlediği günaha göre “uygun” cehenneme gönderilir. En azından filmden anladığımız bu kadar. Kitaplı dinlerdeki gibi katmandan ziyade farklı işkencelerle dolu, farklı cehennemlerde günahlarının kefaretini, derileri yüzülerek, kemikleri kırılarak, bilinmezliğin içinde kaybolarak, sevdiklerine kavuşamayarak, fiziksel acı ama daha da önemlisi psikolojik acı içinde kıvranarak öder günahkârlar. Görselliğin son derece güçlü ifşa edildiği filmin cehennem bölümü, baştaki sıkıntıyı giderecek denli heyecan verici. Senarist Ichiro Miyagawa’nın küçük bir çocukken, bir Budist tapınağında gördüğü cehennem resminden etkilenmesiyle ortaya çıkardığı görsel senaryoyu, yönetmenin insan ile olan “derdi” dengelemiş denilebilir.

Ülke olarak cehennemle “iyi” bir ilişkimiz var aslında. Çocukluktan başlayarak, tahayyülün ötesinde bir cehennem tasviriyle büyütülüyoruz. Hangi dinden olursak olalım ya da dinsizlikten, ibadet kısmını bir kenara bırakırsak, Jigoku’da kendi cehennemimizden bir parça bulmamız olası. Öte yandan, seyirci olarak filmin tanrısı olmaya soyunursam; “Nerede kaldı merhamet, nerede kaldı pişmanlık ey sevgili Japon kardeşlerim?” demek isterim…

Jigoku
The Sinners of Hell
Yönetmen: Nobuo NakagawaSenaryo: Nobuo Nakagawa, Ichiro Miyagawa

Oyuncular: Shigeru Amachi, Yoichi Namura, Utako Mitsuya

Yapım: 1960, Japonya, 100 dk.

İlk yayınlanış tarihi 30.06.2011.

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et