Buhar adlı başarılı kısa filmiyle tanıdığımız Abdurrahman Öner’in ilk uzun metrajı Aydede (Road to the Moon), 90’lı yıllarda, dedesinin ölümünün ardından annesiyle yalnız kalan ilköğretim...
Anne babalarını kazada kaybeden iki kız kardeşin Kanada’da yaşayan anneannelerinin yanına taşınmadan önce Turgutreis’te yaşayan zengin amcalarının evinde geçirmek zorunda oldukları on günü anlatan...
Onur Ünlü’nün kaçıncısı olduğunu (yılda beş film çektiği ve sırasız gösterdiği için) kendinin de bilmediğine emin olduğumuz filmi Put Şeylere; Beyoğlu Sineması’nda Antalya Film...
İstanbul Film Festivali bir süredir Türk Sineması klasiklerini restore ederek perdede yeniden izleyiciyle buluşturuyor. Bu yıl bu kapsamda gösterilen yapım Bilge Olgaç’ın 1987 tarihli İpekçe’si...
İran’dan gelen bir “ilk film” olan Ev’in tamamı bir ev içinde yapılan yakın plan çekimlerden oluşuyor. Babasının cenazesine geldiğinde vasiyetinin tıp fakültesine bağışlanmak olduğunu...
SARA VE SELİM HAKKINDA Rotterdam’dan İzleyici Ödülü ile dönen Filistin, Hollanda, Almanya ve Meksika ortak yapımı Sara ve Selim Hakkında (The Reports on Sarah and Saleem,...
Mirasçılar; depresyon hastalarına gereğinden fazla ihtimam göstermenin iyileşme sürecini zorlaştırdığını başarıyla anlatan, Berlin Film Festivali’nden ödüllü bir film. Dün başlayan 37. Uluslararası İstanbul Film...
Tanrı’nın ölümünü kayıtlara geçiren her ne kadar Nietzsche’nin ünlü “Gott ist tot.” (Tanrı öldü) sözü olsa da Tanrı’nın öldüğü gerçeği ilkin Protestanlığın doğuşuyla çıkıyor...
Ölmek için henüz genç olduğumuz yıllardan, ölümün kapıya dayandığı günlere kadarki sürenin sandığımızdan çok daha çabuk geçtiği gerçeğini hayat ve ölümü iki uç noktadan...
Álex de la Iglesia yeni filmi El Bar (The Bar) ile alışılmışın aksine günümüz koşulları üzerinden bir hikaye anlatıyor bizlere. Bir barda geçen, adını...
Vicdanla ilişkiler ancak özünde ona adını veren canlıyla oldukça ters düşen “insanlık” kavramını ele alıyor yönetmen Agnieszka Holland yeni filmi Pokot (Spoor) ile. Olga...