BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Minoru Kawasaki, ağırlıklı olarak 2000’lerde çektiği absürd/ötesi filmlerle tanınıyor. Henüz beş yaşındayken Godzilla serisinden bir film ve Disney’in Yüz Bir Dalmaçyalı (One Hundred and One Dalmatians, 1961) filmlerini ardı ardına seyretmiş olmasının, çektiği tür üzerinde ağır bir etkisi olduğunu kendi de inkâr etmiyor.

Tuğba Keleş

Hayvanlar Alemi: The Calamari Wrestler & Executive Koala

Minoru Kawasaki, ağırlıklı olarak 2000’lerde çektiği absürd/ötesi filmlerle tanınıyor. Henüz beş yaşındayken Godzilla serisinden bir film ve Disney’in Yüz Bir Dalmaçyalı (One Hundred and One Dalmatians, 1961) filmlerini ardı ardına seyretmiş olmasının, çektiği tür üzerinde ağır bir etkisi olduğunu kendi de inkâr etmiyor.

Minoru Kawasaki, ağırlıklı olarak 2000’lerde çektiği absürd/ötesi filmlerle tanınıyor. Henüz beş yaşındayken Godzilla serisinden bir film ve Disney’in Yüz Bir Dalmaçyalı (One Hundred and One Dalmatians, 1961) filmlerini ardı ardına seyretmiş olmasının, çektiği tür üzerinde ağır bir etkisi olduğunu kendi de inkâr etmiyor.

Tuğba Keleş

Bana kalırsa her iki filmi üst üste seyretmiş olması, ağır bir travma geçirmesine neden olmuş. Espri anlayışı Batılı seyirciye tuhaf gelecek yönetmeni, yönetmenlik açısından etkileyen kişilerden biri Godzilla’nın yönetmeni Ishiro Honda. Kısacası bu adamın devasa canavarlara merakı bir hayli fazla. Onun haricinde güreşe olan tutkusu ve Takeshi Kitano’ya yakın durduğunu söyleyen komedisiyle ardı ardına film çekmiş.

Bu hafta bu sayfalara konuk edeceğim iki filmi var yönetmenin. Birincisi, Japon halkının birlik ve beraberliğini, güreş yaparak sağlayan bir kalamar hakkındayken, diğeri kaybolan karısının ardındaki sır perdesini çözmeye çalışan bir koala hakkında. Görüldüğü üzere hayvanlara düşkünüz.

Ika resuraa
The Calamari Wrestler
Yönetmen: Minoru KawasakiSenaryo: Minoru Kawasaki, Masakazu Migita

Oyuncular: Osamu Nishimura, Akira Nogami, Kana Ishida

Yapım: 2004, Japonya, 95 dk.

Güreş ringinde rakibinin tozunu attıran Taguchi, yılın şampiyonu ünvanını ele geçirdiği an bir kalamarın saldırısına uğrar. Kaygan vücuduyla yeni şampiyonu tepetaklak eden bu kalamar güreşçi, insan ayaklı kalamar başlı görünüşüyle seyircileri de allak bullak etmiştir. Miyako, güreşçi sevgilisi Taguchi’yi yenen kalamarın bitirme hareketini gördüğünde, kalamarın eski sevgilisi Kan’ichi olduğuna dair şüpheye kapılır. Kalamar, gerçekten de Miyako’nun eski sevgilisi midir? Kalamar, herhangi bir sofraya yemek olmadan aşkına kavuşabilecek midir?..

Pembe diziden hallice görünen filmin asıl derdi yukarıda saçmaladığım kadar basit değil. Öte yandan kendi hikâyesiyle de aşka teğet geçerek Japon halkının birliğine yaptığı vurguyla yeterince saçma sayılabilir. Eski şampiyon olduğu kısa zaman içerisinde ortaya çıkan kalamar güreşçi, güreş federasyonu tarafından resmi olarak güreşten men edilir. Ünvanı, daha keyfini süremeden kalamar tarafından rezil edilerek elinden alınan Taguchi, bir de sevgilisi Miyako’nun gerçek aşkının kalamar olduğu gerçeğiyle intikam çanlarını çalmaya başlar. Güreş federasyonu, önceleri etinden yararlanmak suretiyle (hayır yiyerek değil elbette), televizyon seyircisini sömürme planlarını, bir süre sonra halkın lehine çevirir. Halkın bugünkü kopukluğunu, güreşin birleştirici etkisinin günümüzde olmadığına bağlayan federasyon, Kalamar’dan 1950’li yıllarda, halkta sözkonusu beraberlik enerjisini ortaya çıkarmış olan Godozan adlı şampiyona benzer bir güreşçi yaratmak için kolları sıvar.

Kalamar meditasyonu

Herkes ortak nokta olarak Kalamar’da birleşmişken, ölümcül hastalığı sebebiyle ringlerden ayrılan Kan’ichi, sığındığı tapınakta bir çeşit meditasyonla Kalamar’a dönüşmeyi başarmıştır. Herhangi bir cinsel düşünce ya da yakınlıkta yeniden insan formuna giren sevgili Kalamar, federasyonun ayarladığı maçta, daha önce saldırdığı Taguchi ile yeniden dövüşecektir. Kalamar ringe çıktığında, onu bir sürpriz beklemektedir. Zira kaygan vücuduyla ancak yine bir deniz canlısı baş edebileceğinden, Taguchi ringe ahtapot olmuş olarak çıkar. Hikâye bu kadar anlamlı (!) devam ederken, son darbe olarak mürekkep fışkırtarak rakibi ahtapotu yenen kalamar, sayesinde Japon ruhunu yeniden yakalayan halkın yeni kahramanıdır. Tâ ki ortaya yeni bir tip, bir hamam böceği kırması uzaylı bir yaratık çıkana kadar.

Saniye saniye büyük kapışma

Filmin bundan sonrası, baba hasreti, aşkı için her şeye katlanmak, intikamın kötü bir şey olduğu gibi bilindik konularla devam ederek büyük bir saçmalıkla sonlanmakla yükümlü. Ünlü olduktan sonra türlü türlü kalamar ürününün piyasa çıkması ve reklamların alıp başını gitmesi gibi Japonların tüketim davranışlarını da çok güzel yansıtıyor film. Son olarak, filmde gerçek güreşçileri görmek olasıyken, yönetmenin 2004 tarihli bu filmden sonra yıldızının parladığını not düşelim.

Koara kachô
Executive Koala
Yönetmen: Minoru KawasakiSenaryo: Minoru Kawasaki, Masakazu Migita

Oyuncular: Lee Ho, Eiichi Kikuchi

Yapım: 2005, Japonya, 85 dk.

Geçmişin hayaletinin peşine bırakmadığı bir koala. Hem de bir turşu şirketinde üst düzey yönetici. Onu sürekli sıkıntıya sokan ise 3 yıl önce sırra kadem basan karısı. Geceleri karısının kabuslarıyla kan ter içinde uyanıyor. Ama neyse ki tüyleri var da terini çekiyor hemen.

Koala Tamura, psikolojik sıkıntısını gidermek için bir psikiyatr ile de görüşmektedir. Oldukça uysal görünen Koala, Kore menşeili kimchinin üretimini Japonya’da yapmak için Kore’den bir iş adamı ile bağlantıya geçmiştir. Koreli adam, işin haricinde Koala’nın henüz bilmediği bazı sırlar da bilmektedir. Koala Tamura’ya, karısı Yukari’nin işkence görmüş fotoğraflarını göstererek, ondan önce kadının sevgilisi olduğunu ve kadının kendisine yardım mektupları yazdığını anlatır. Bu noktadan sonra hafızasında bazı boşluklar bulunan Koala Tamura, psikiyatr ile yaptığı konuşmalardan kendisinin Yukari’nin katili olduğu kanısına kapılır.

Koalamız, gerçekten de dalda göründüğü kadar şirin midir? Yoksa beklenmedik anda saldırıya geçecek kadar asabi mi?

Ika resuraa, bu filmin yanında bal-kaymak gibi kalır. Koara Kachô, filmden ziyade televizyon parodisi havası veriyor. Zaten filmin sonlarına doğru gerçek kimliği ortaya çıkan Koala’nın hayat hikâyesini, doğduğu köyün yerlilerinin seslendirdiği şarkılardan dinlerken ve geçmişe yönelik canlandırmaları seyrederken, bahsettiğim hava daha da güçleniyor. Filmin çıkış noktası aslında çok basit; kendi halindeyken oldukça sevimli görünen koalanın, sinirlendiği zaman yapabileceklerini bir insana uyarlayınca, ortaya böyle bir film çıkmış.

Hitoshi Matsumoto komikliğinde beklemiştim Minoru Kawasaki’yi, yalan değil. Ama beni tam anlamıyla hayal kırıklığına uğrattı. Çok basit ve bilindik konuları ele alışına diyecek bir şeyim yok, geyik yapılacak öğelerin bolluğuna da, ama iş gülmeye gelince, bir tebessümün ötesine geçemediğimi itiraf etmeliyim. Yine de henüz ümidimi yönetmenden kesmemiş olmakla birlikte (Takeshi Kitano’nun da oynadığı Girara no Gyakushû / The Monster X Strikes Back: Attack the G8 Summit ve Zura Deka / The Rug Cop adlı filmlerini de seyretmek istiyorum) her filmin alıcısı olduğu unutulmamalı.

İlk yayınlanış tarihi 23.06.2011

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et