BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Tuğba Keleş

Medeniyetler Çatışması: King Kong vs. Godzilla

Kime niyet kime kısmet! Godzilla, tek bir kuyruk sallamasıyla Frankenstein’ı savurarak, öncülü King Kong’un karşısına çıkmayı King Kong vs. Godzilla adlı filmle başarıyor.

Tuğba Keleş

İlk King Kong filmi 1933 yılında çekildi. İlk Godzilla filmi ise 1954’te. King Kong, bir nevi “uygar” adamın uygarlığını sorgularken (ben k*çından anlamış olabilirim), Godzilla, King Kong’un radyasyon yemiş versiyonu gibi hem insanoğlunun açgözlülüğünü hem de evrene karşı hoyrat davranışını sorguluyor, King Kong’un aksine Japonya’da ve özellikle Amerika’da oldukça tutulan bu karakter, kısa aralıklarla birbiri üstüne yeni filmler patlatarak, King Kong’un aksine piyasayı silip süpürüyordu. King Kong, 1933’ün ardından 1976 ve 2005 yılındaki yeniden çevrimlerinin haricinde sinemada birkaç kere daha görünme şansı elde etti. Takvimler 1962 yılını gösterdiğinde King kong’u aslında bir başka “canavar” Frankenstein ile karşı karşıya getirmeye hazırlanan yapımcılar, Godzilla’nın psikolojik saldırısı “Abi, bana Batı sinemalarında da sevilmem için bir şans verin, n’olur”a uğrayarak, Frankenstein projesini rafa kaldırıp, King Kong’un karşısında başrolde Godzilla’yı oynatmak durumunda kaldılar. Godzilla bu duruma çok sevinmiş, yapımcısının “O taraflarda zayıflık modadır ey oğul! Birkaç kilo vermelisin.” sözlerini bile dikkate alarak, basen bölgesinde incelmeye bile gitmişti…

King Kong vs. Frankenstein

54’teki ilk Godzilla filminin ardından 55’te Godzilla Raids Again geldi. Uzun bir süre Godzilla filmleri açısından duraklamaya giren Toho Stüdyoları King Kong’un yaratıcısı Willis O’Brien’ın bir türlü gerçekleşmeyen King Kong vs. Frankenstein projesinin üzerine balıklama atlayarak Frankenstein yerine Godzilla’yı oturtmakta zorluk çekmediler. Godzilla’nın görsel efektlerinden sorumlu Eiji Tsuburaya, tekniğine hayran olduğu ve efekt sektöründe çalışmasına neden olan ilk King Kong filminden öyle etkilenmişti ki, bu filmde de stop motion tekniğini kullanmak istedi. Maalesef bazı aksaklıklar nedeniyle söz konusu tekniği fazla kullanamadığından, Godzilla üçüncü filminde de bir insan tarafından canlandırılmaktan kaçınamadı. Ha, itirazı var mıdır? Onu bilmem ama seyirci olarak benim hiçbir itirazım yok. Bu filmde Godzilla’yı Haruo Nakajima, King Kong’u ise Shoichi Hirose canlandırdı. Godzilla’nın serüveni (yakınlarda vizyona girecek olanı saymazsak) 28 film sürerken, King Kong’unki 1976 ve 2005’teki Amerikan yeniden çevrimleri bir yana Japonya’da Toho Stüdyoları‘nda varlığını King Kong Escapes gibi ana başlıkta, Godzilla vs. King Ghidorah gibi gizli başlıklarda devam etti.

Bir ilaç şirketinin reklam departmanı müdürü, paralarını boş yere sıkıcı bilim programlarına ayırdıklarını düşünmektedir. İnsanların ilgisini çekmek ve paraya para dememek için kısa süre önce güneydeki bir adayı ziyaretten dönen ve oralardan ilginç bir meyve getiren bir profesörün sözlerine kulak vererek, o adadaki sözü edilen büyük canavarı bulmaları için iki adamını görevlendirir.

Tamamen Japon siyahlarından oluşan ada yerlileri tarafından pek de hoş karşılanmayan iki kafadarımız, kabile liderinin suyuna giderek onlardan yardım almayı başarırlar. Yerliler tarafından tanrı muamelesi görmekte olan King Kong’u kısa süre sonra dev bir ahtapot saldırısı sırasında görme şansını da ele geçireceklerdir. Tarkan Viking Kanı’ndaki (1971) dev ahtapotun bir başka ve fazla ıslak muadili olan bu canavar, önüne kattığı her şeyi yerle bir ederken King Kong tarafından alt edilerek ada halkına zarar vermesi engellenir. İşte koca canavar King Kong, bu başarısının ardından yerliler tarafından ödüllendirilmek için o meşhum meyve yedirilerek tamtamlarla uyutulur. Fırsat bu fırsat iki kafadarımız, kocaman bir sal yaparak King Kong’u kendi memleketlerine doğru yola çıkarmayı başarır.

Bu arada kuzeyde buzdağlarının arasında dolaşmakta olan bir Amerikan denizaltısı, buzdağlarının birinin yarılıp içinden oraya hapsedilmiş Godzilla’nın çıkmasıyla tarumar olur. Godzilla memleket hasretiyle Japonya’ya doğru yola çıkar. Elbette yolda geçtiği her yeri yerle bir ettiğini söylemek gereksizdir. Haberi alan Japon hükümeti çoktan harekete geçmiş, deniz, hava ve kara kuvvetlerini seferber etmiştir.

Bundan sonrasını kafama göre sallayacağım için isteyen bu paragrafı atlasın. Godzilla, King Kong’un kendi memleketine geldiği haberini almış, hasetinden çatlayarak, “Sen nasıl benim memleketimde hava atarsın?” diyerek, King Kong’un karşısına çıkar. İki koca canavarımız (film beni bu noktada yalancı çıkarmaktadır ama ona az sonra değineceğim), birbirlerine kaya fırlatmak, kuyrukla vurmak, ağızdan radyasyon ışımak, el kol hareketleri yaparak çileden çıkarmak gibi çeşitli tekniklerle dövüşe tutuşurlar. King Kong, finalde yeniden bir araya gelmek üzere Godzilla’dan yediği dayakla koşa koşa sahneden çekilir. İnsanlar panik halinde oraya buraya kaçışırken, büyük bir elektrik voltuyla Godzilla’yı vurmak isteyen ordu, King Kong’un elektrik sistemini bozmasıyla ayazda kalır. Ordu zaten ne zaman Godzilla’yı alt etmiş ki?

Son olarak bir önceki maçın rövanşını almak için bir araya gelen King Kong ve Godzilla, o bina senin bu dağ benim Allah ne verdiyse yıkıp geçerken, Shizuoka’nın tarihi kalesi Atami-Jo’nun iki yanında soluğu alırlar. “Tarihi yapılarda Godzilla etkisi” olarak bildiğimiz bu hasar verme yöntemiyle yapıya saldıran ikiliden King Kong, bu anlamsız dövüşe denize atlayıp, kendi adasına doğru yol alarak son verirken, yıkıntılar arasında kaybolan Godzilla’nın bir dahaki filmde ortaya çıkacağı rivayet edilmektedir.

Klasik Godzilla filminin derdi, alt metinde nükleerin zararlarıdır, evet, ama bu filmde bu zarar hakkında alt metinden ziyade yüzeysel birkaç kelâm var, o kadar. Bunlardan biri; Godzilla buzdağında açığa çıktığında tarumar ettiği Amerikan denizaltısı, nükleer enerji araştırma göreviyle yola çıkmıştı. Diğeri ise finalde canavarlar elveda derken kameranın önünde arz-ı endam eyleyen oyuncu güruhundan birinin “Hayvanlara ve bitkilere daha iyi davranmalıyız!” temelli saçmalamasından ibaret.

Filmin yönetmeni, bir nevi Godzilla’nın babası sayılabilecek Ishiro Hônda. Canavarların şebekleştirilmemesi konusunda aynı kafada olduğumuz yönetmeni tebrik ederken, filmde geçen bir replikle satırlarıma son veriyorum; King Kong, büyükçe bir hayvandır ama Godzilla, radyasyonla büyümüş devasa bir canavardır. Aman karıştırmayın ha!

King Kong Tai Gojira
King Kong vs. Godzilla

Yönetmen: Ishiro Hônda

Senaryo: Shinichi Sekizawa (Amerikan versiyonunda Bruce Howard ve Paul Mason)

Oyuncular: Tadao Takashima, Kenji Sahara, Yû Fujiki, Ichiro Arishima

Yapım: 1962, Japonya, 97 dk.

 

İlk yayınlanış tarihi 16.06.2011.

İlginizi çekebilir...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et