BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Yeni bir Godfrey Ho deliliğiyle yeniden beraberiz. Yönetmenin kendisi de böyle bir film yaptığı için (bakınız çektiği demiyorum) utandığından olsa gerek, filmin yönetmen hanesinde kendi ismini kullanmaktansa, Victor Sears adını kullanmayı yeğlemiş. Utanma Ho amca, ben bu filmleri seyrettiğim için utanmıyorum. Çünkü muhtaç olduğum sinema bilgisinin, senin o cevher filmlerindeki rengârenk Ninjalarda gizli olduğunu biliyorum.

Tuğba Keleş

Ninjanın Gizli Silahı: Tek Taş Yüzük / Ninja’s Extreme Weapons

Yeni bir Godfrey Ho deliliğiyle yeniden beraberiz. Yönetmenin kendisi de böyle bir film yaptığı için (bakınız çektiği demiyorum) utandığından olsa gerek, filmin yönetmen hanesinde kendi ismini kullanmaktansa, Victor Sears adını kullanmayı yeğlemiş. Utanma Ho amca, ben bu filmleri seyrettiğim için utanmıyorum. Çünkü muhtaç olduğum sinema bilgisinin, senin o cevher filmlerindeki rengârenk Ninjalarda gizli olduğunu biliyorum.

Yeni bir Godfrey Ho deliliğiyle yeniden beraberiz. Yönetmenin kendisi de böyle bir film yaptığı için (bakınız çektiği demiyorum) utandığından olsa gerek, filmin yönetmen hanesinde kendi ismini kullanmaktansa, Victor Sears adını kullanmayı yeğlemiş. Utanma Ho amca, ben bu filmleri seyrettiğim için utanmıyorum. Çünkü muhtaç olduğum sinema bilgisinin, senin o cevher filmlerindeki rengârenk Ninjalarda gizli olduğunu biliyorum.

  Tuğba Keleş

Az sonra okuyacaklarınız içerisinde, filmden hatırlamayıp uydurduğum isimler olabilir. İşte bu ahvâl ve şerait içerisinde yine de okumaya devam edersen okuyucu, eyvallah! Ciğerimsin. Yakında (10 yıl falan) çıkacak olan imzalı kitabım senindir…

Aksiyon sinemasında konu hiçbir zaman fazla karmaşık değildir. 80’lerde genellikle uyuşturucu ya da kadın ticareti konuları üzerine odaklanmış olan filmler, göz yorar ama kafa yormadan cillop gibi seyredilip unutulur. Ya bu film bir Godfrey Ho filmi ise? Konusunun asla tam olarak anlaşılamadığı bir Ho filmini unutmak, işte bu yüzden mümkün değildir. İnsan bazen bu filmlerin o yıllarda mevcut olan beyin yıkama politikalarından biri olup olmadığı hususunda “acaba mı?” diye düşünmeden edemiyor…

80’lerde her 3 çocuktan birinin ninja olmak istediğini gösteren istatistiksel çalışmalar, bize aynı zamanda diğer iki çocuğun hayatını kurtardığını gösterir ki, bu da dünya nüfusunun 2/3’üne eşittir. Ama bunun konumuzla bir alakası yok…

Yukarıdan da anlaşılageldiği gibi her zamanki gibi bir Ho filmiyle cörtlettiğim (Bkz. TDK) beynim, yalpalıyor. Dilerseniz (yalvardığınızı biliyorum) avımın etrafında daha fazla dönmeden, doğrudan filmin elle tutulabilen yerlerine bir göz atalım.

Denizden sahile doğru gelmekte olan bir motor içinde uyuşturucu ticareti yapan sabıkalılar bulunmaktadır. Polis, çoktan sahili abluka altına almış, kıyıya yanaşmakta olan suçluları gözlemekteyken, polisin en büyük silahı, gökyüzünde planörüyle ve elinde dana gibi telsiziyle, suçluları takip etmekte olan yakışlı playboy polis James’tir. Suçlular kıyıya vardıklarında hepsi, bir diğer polis tarafından vurularak öldürülür ve uyuşturucunun içinde olduğu alüminyum folyo çanta, bir ekip tarafından merkeze götürülmek üzere yola çıkar. Ormanlık alanda ilerlemekte olan polis gücünün dikkati, olan bitene çalı arkasından tanıklık eden suçluların tarafındaki bir kadın ve erkekten kadın olanı tarafından “Yangın varrrr!” çığlığıyla çekildiğinde, arkadan yaklaşan sinsi ve son derece kırmızı bir ninja polisleri çarçur eder. Geriye kalan sivil kıyafetli polis memurlarını ise alt edecek kişi bu defa soyunmak suretiyle dikkatleri dağıtan ninja kadındır. Kadın çantayı alır, ama ekip arkadaşı bıyıklı adam tarafından öldürülür.

Çantayı bu defa alan bıyıklı adam ise, ki iki saniye içinde beyaz ninja kıyafetine bürünür, saks mavisi kıyafetli bir diğer ninja tarafından belinden kementle yakalanarak, ağaçtan sarkıtılır. Koskoca ninjanın maskara olduğu sahnede, mavi ninja yüzünü açmak suretiyle bebek yüzünü seyirciye gösterdiğinde, kız takımında bir iç geçirme vücuda gelecektir, benden söylemesi. “Yakışıklı ninja olur mu?” sorunsalını bir başka filme bırakarak devam etmek gerekirse, uyuşturucunun sahibi ninja klanı efendisi histerik patron, muhakkak geri almak istediği alüminyum folyo çanta için azılı bir mücadeleye girişmeye hazırlanırken, adalet safındaki playboy James ise o kadın senin bu kadın benim, alem yapmayı tercih eder. Ama polisin bilmediği bir sır vardır. Zira doğum günü masasında oturan ninja patronunun yenilmez bir silahı vardır.

Aa, bıyığım var! Dur, kapatayım!

Genellikle böyle heyecanlı bir anla noktalamayı sevdiğim konu anlatımım, merak etmeyin, burada sonlanmayacak bu defa. Çünkü o gizli ve yenilmez silahın ne olduğunu söylemezsem çatlar, bir daha da tamir olmam. Dilerseniz konuya görsel olarak yaklaşalım;

Ninja patronu: Kırmızı ninja, sana uzun zamandır söylemek istediğim bir şey var.

Kırmızı ninja: Buyur patron!

 N.P: Benimle evlenir misin?

KN: Bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla!.. Ver bakim, elmas mı lan bu?

Bu kadar sığ olmayı nasıl başarıyorum ben de bilmiyorum doğrusu. Yukarıdaki zırvayı bir kenara bırakırsak, ninja patronunun sahip olduğu silah yani yüzük, sahip olana sonsuz güç veren müthiş bir silahtır aslında ama gel gör ki, filmin geri kalanında bir fonksiyonu yoktur. Elbette bu durum belli ki Ho’nun bir başka filminden seyirci için yaptığı jesttir (!). Son kertede hikâye, bir intikam hikâyesi hali alarak rengârenk Ninjaların havada uçuştuğu görsel bir şölene dönüşür.

Godfrey Ho’da mânâsız hiçbir şey yoktur sayın okurlar. Bakınız mesela önce kırmızı ve mavi ninjalar dövüşürken sonra ortaya çıkan bordo ninja da neyin nesi diye düşünmeyin! Kırmızı ve mavi karışırsa ne olur? Elbette bordo… İşte böyle… Hayat bu filmlere rağmen devam ediyor…

Ninja’s Extreme Weapons

 

Yönetmen: Godfrey Ho

 

Oyuncular: James Gray, Donald Muir

 

Yapım: 95 dk. / Hong Kong / 1988

 

 

 

 

 

 

 

İlginizi çekebilir...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et