BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Mert Tanöz

Şimdinin Geçmişle Mücadelesi: Bulantı

Zeki Demirkubuz’un merakla beklenen son filmi “Bulantı” geçmişiyle hesaplaşmakta olan bir adamın bulanan aklını ikilemlerin yarattığı davranışsal bozukluklar üzerinden anlatıyor. Filmin senaryosu ve yönetmenliğinin yanı sıra başrolünü de Demirkubuz üstleniyor.

s-c08f460eb0d4cff31980a82a5191ea94a912d973

Zeki Demirkubuz‘un merakla beklenen son filmi “Bulantı” geçmişiyle hesaplaşmakta olan bir adamın bulanan aklını ikilemlerin yarattığı davranışsal bozukluklar üzerinden anlatıyor. Filmin senaryosu ve yönetmenliğinin yanı sıra başrolünü de Demirkubuz üstleniyor.

Mert Mert Tanöz

Sevilsin ya da sevilmesin Zeki Demirkubuz Türk sinemasının önemli isimlerinden biri. Bu yüzden de diğer birçok Türk filminin aksine Demirkubuz imzalı filmlere beklentiyle yaklaşıyor insan. Bu durum son filmi “Bulantı” için de geçerli.

Zeki Demirkubuz’un yazdığı, yönettiği ve başrolü üstlendiği film, karısı ve çocuğunu kaybetmiş bir adamın geçmişiyle hesaplaşmasını anlatıyor. Bir yanda geçmişin özlemi, diğer bir yanda geçmişten kurtulma arzusu. Bu çatışma içinde de yalnızlaşan, kendine olan güvenini yitirmiş bir adam, Ahmet (Demirkubuz).

CNf7HT3VAAE_1_d

Eşi ve kızını kaybeden Ahmet üniversitede felsefe dersleri veren, geri kalan zamanını da çapkınlık dışında yalnız geçiren bir adamdır. Ve maalesef birçok Türk filminde olduğu gibi sakin, havalı ve yalnız bir entelektüeldir. Kadınları kendine çekmekte başarılı olmasına karşın diğer tüm entelektüeller gibi ilişki yaşamaktan korkar, kaçınır. Hepsi gibi ailesinden uzaklaşmıştır ve yalnızlığının bahanesi olarak geçmişini ortaya koyarak kendini kandırır. Türk sinemasının değişmez karakterlerinden biridir. Evdeyken geçmişiyle, eşi ve çocuğuna duyduğu özlemle mücadele eden, umursamaz gibi görünen Ahmet evden çıktığında ya da ışıklar söndüğünde anılarını görünmez kılarak geleceğe doğru ilerlemeye çalışır. Fakat her sabah, günün ışımasıyla birlikte geçmişi yeniden önünde belirir, geçmişine dair parçalar her sabah yeniden karşısına çıkar.

Demirkubuz bir yönetmenin yapabileceği en riskli hamlelerden birini yaparak kendi filminde başrolün sorumluluğunu üzerine almış. Fakat yönetmen koltuğuna oturduğunda oynadığı karakterin özgüven yoksunu kibrinden bir türlü sıyrılamamış. Yan karakterler etkisini yitirmiş, tekdüzeleşmiş. Hikaye Ahmet’in çatışmasından ziyade Ahmet’in kendisi haline gelmiş. Ahmet’in içinde bulunduğu duruma tepkisini belirginleştirirken de özellikle kadın karakterler basitleşmiş. Kendisi hem işine giderken, hem dertleriyle boğuşurken hem de sevişirken; kadınların görevleri ya sevişmek, ya dertleşmek ya da evi çekip çevirmek olarak ayrılmış, her kadına farklı görevler yüklenmiş. Dolayısıyla da kadınlar gerçekliğini, doğallığı yitirmiş. Mekanlardan dekorlara, elbiselere kadar her şey tekdüze, her şey geçmişin bir kopyası olarak kalmış, karakterleri dünyaya ve bugüne mal edebilecek bütün gerçekliklerden kaçınılmış.

bulanti-ilk-fragman-filmloverss

Filmde oyuncuların performansları da sürekli bir değişim halinde. Bir sahnede insanı kendin çeken, kurguyla doğallık arasındaki sınırları hiçe sayan performanslar bir sonraki sahnede tümüyle sahte, tümüyle yapmacık. Özellikle de Demirkubuz’un bu git-gelli performansı, ses tonunu ayarlamadaki ve duyguyu vermekteki başarısızlığı filmin akışını bozuyor. Durağan bir film olmasına karşın yer yer şiddetlenen diyalogları ise vurucu olmayı beceremiyor, yalnızca davranışların gerekçeleri olarak kalıyor.

Neriman ve Ahmet arasındaki ilişkiye ayrıca değinmek gerekiyor. Apartmanın kapıcısı olan ve yalnız başına biri kız biri oğlan iki çocuk büyüten Neriman, aynı zamanda da Ahmet’e gündeliğe gidiyor. Neriman’ın hem Ahmet’in eski eşi Elif ile olan ilişkisi hem de oğlu İlhan’ın Ahmet’in kızıyla hemen hemen aynı yaşta olması, Ahmet’e geçmişteki hatalarını düzeltmek ve eksiklerini gidermek adına bir fırsat sunuyor. İkisinin de eşlerini kaybetmiş olması ise birbirlerini anlamaları ve içinde bulundukları farklı halleri karşılaştırmaları adına imkan tanıyor.

bulanti-hd-izle

Son zamanlarda izlediğim birçok Türk filminden çok daha başarılı olmasına karşın “Bulantı” filmi kendisinden beklenen seviyenin çok altında. Metaforlar, özellikle de mum metaforundaki kendi kendini eriyip bitirme, kendini tüketmenin yanı sıra karanlıkta paylaşılan umutlar anlamlarını taşıyor oluşu filmin bütünü içinde anlamını yitiriyor. Yaklaşık iki saat süren film eğer bir kısa film olsaydı hem konuyu saptıran sahnelerden arınmış olur hem de daha çarpıcı bir nitelik kazanırdı. Türk filmleri içinde iyi bir film, ama kendi klasmanında vasat, hatta vasatın bile altında.

Bulantı  Bulantı
Yönetmen: Zeki Demirkubuz
Senaryo: Zeki Demirkubuz
Oyuncular: Zeki Demirkubuz, Öykü Karel, Çağlar Çorumlu
2015 / Türkiye / 95 dk.

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et