BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Festival

Kino 2021: Alman Filmleri Türkiye

İstanbul Film Festivali, yarından Goethe-Institut iş birliğiyle Alman sinemasının en güncel ve başarılı filmlerini filmonline.iksv.org platformunda izleyiciyle buluşturdu. Kino 2021: Alman Filmleri Türkiye’de etkinliği kapsamında gösterilen filmleri Güzin Tekeş değerlendirdi.

Satranç / Schachnovelle

Ünlü yazar Stefan Zweig’ın Nazilerden kaçtıktan sonra Brezilya’da sürgündeyken yazdığı ve yayıncısına postaladıktan bir gün sonra intihar ettiği kitabından uyarlanan Schachnovelle, Kino 2021 seçkisinin en kayda değer yapımlarından biri. Noter Weltmann Bartok’un, Avusturya’nın Nazi Almanya’sına ilhakının ardından Naziler tarafından tutuklanıp tecrit edilmesiyle açılan film, bir yandan da Atlantik Okyanusu’nda bir gemi yolculuğunda düzenlenen satranç turnuvasını konu alıyor. Zweig’ın kitabında baş karakterin tutukluluk günlerinde yaşadığı psikolojik baskıya karşın dış dünya gerçeklik olarak tasvir edilirken, sinema uyarlamasında gerçek ve karakterin sanrıları arasındaki sınırı giderek bulanıklaştıran yönetmen Philipp Stölzl, yer yer Kafkaesk bir üsluba kayıyor.

İstanbul Bahçesi / Räuberhände

Geçen yıl Kino 2020 çerçevesinde gösterilen Söz Senettir filmi ile tanıdığımız Türk kökenli Alman yönetmen İlker Çatak, bu kez bir edebiyat uyarlaması ile karşımıza çıkıyor. Kino 2021 seçkisinin gözden kaçmaması gereken filmlerinden biri olan Räuberhände, Finn-Ole Heinrich’in aynı adlı çok satan gençlik romanından sinemaya aktarılmış. Yönetmen bizlere lise çağında iki delikanlının her şeye rağmen birbirlerinden umudu kesmediği güçlü bir dostluk hikayesi anlatıyor. Filmin İstanbul’da geçen bölümlerinin fazla oryantalist bir bakış açısıyla çekildiği düşünülebilir ancak oldukça iyi bir gözlemci olan Çatak’ın böyle bir hataya düştüğünü söylemek yanlış olur. Bu oryantalist bakış açısı, yönetmene değil filmin baş karakterleri olan, Alman kültürüyle büyümüş ve Türkiye’ye ilk kez adım atmış iki gence ait.

Fabian veya Bok Yoluna Gitmek / Fabian: Going to the Dogs

Fabian: Going to the Dogs, Erich Kästner’in önce sansürlenip sonra Naziler tarafından yakılan Bok Yoluna Gitmek adlı kitabından üç saatlik çarpıcı bir uyarlama. Farklı teknikler denemeyi seven yönetmen Dominik Graf’ın bu son filmi, uzun süresine ve içine girmesi biraz zor tekniğine rağmen, prömiyerini yaptığı 2021 Berlin Film Festivali’nde coşkuyla karşılandı. Kino 2021 seçkisinde izleme fırsatı bulduğumuz filmin 1931’den başlayan anlatısı, II. Dünya Savaşı öncesi Almanya’daki sosyo-ekonomik durumu anlamak ve Nazilerin önlenemez yükselişine tanıklık etmek açısından oldukça kıymetli.

Buzağıların Orda Kimse Yok / Niemand ist bei den Kälbern

Lore filminin güzeller güzeli Lore’u Saskia Rosendahl’ın 2021 Locarno Cineasti del presente yarışmasında En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü aldığı Niemand ist bei den Kälbern, aslında Türkiye sinemasında izlemeye alışık olduğumuz bir taşra sıkıntısı filmi. Sabrina Sarabi’nin Alina Herbing’in aynı adlı romanından uyarladığı film, Christine adlı genç kadının uzun süredir beraber olduğu erkek arkadaşı ve ineklerle beraber yaşadığı ücra köyde, birbirinin aynısı olan günlerine renk katmak için umarsızca çabalamasını konu alıyor.

Çevrekırım / Ökozid 

Andres Veiel’in yönettiği Ökozid, Almanya’nın iklim koruma önlemlerini ihlal edip etmediğine dair 2034 yılında Uluslararası Adalet Divanı’nda gerçekleşen kurgusal bir duruşmayı konu alıyor. Günümüzde işlenen suçların hayali bir mahkemede yargılandığı filmi Alex Rühle Süddeutsche, Zeitung’da şöyle tarif ediyor: “Ana unsurlarının gerçek olaylar ve tezler olması bu filmi cesur bir sanat eserine dönüştürüyor. Bu gerçekler ki Almanya’nın son 30 yıldır tüm istikrarlı iklim politikalarını engellediği ve baltaladığını ispat ediyor.”

(Filmin yönetmeniyle yapılan söyleşiyi, Kino 2021 Youtube kanalından izleyebilirsiniz.)

Prens / Le Prince

Karlovy Vary Film Festivali’nde Kristal Küre için yarışan Le Prince, postkolonyal çağda yaşanan bir imkânsız aşk hikayesi. Lisa Bierwirth’ün entelektüel Alman bir kadın ve elmas kaçakçılığı yapan Kongolu bir erkek arasında yaşananları konu alan bu ilk uzun metrajlı filmi gerçek bir yaşam hikayesine dayanıyor. Bierwirth senaryoyu yazarken annesinin Kinşasalı eşiyle ilişkisinden esinlenmiş.

Pilotun Karısı / Copilot

Almanya-Fransa ortak yapımı Copilot, Almanya’da tıp eğitimi alan Türk kökenli bir kadın ile Lübnanlı göçmen bir erkek arasında yaşanan tutkulu aşk hikayesini konu alıyor. Genellikle Türk kökenli göçmen kadın rollerinde izlemeye alıştığımız Canan Kır, Aslı rolünde yine alışıldık güçlü performansını sergiliyor. Alman kadın yönetmen Anne Zohra Berrached, farklı etnik kökenlerden gelen iki insanın ilişkide yaşayabileceği zorluklara odaklanarak naif bir film ortaya çıkarmışken, sebebini anlayamadığımız bir şekilde hikayesini küresel bir komploya bağlayarak filmini zorlama bir finale sürüklüyor.

İlginizi çekebilir...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et