BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Fransa’daki Allocine.fr sitesinde sinema yazarlarının film kritikleri yoktur, onlar sadece basında neler yazılmış, onları biraraya toplarlar. Bize ise sordular, siz sitenizde sinema kritikleri yazılmasını gerekli buluyor musunuz? Biz evet dedik ve o zaman olsun dediler, bu konuda hem bize güveniyorlar hem de içeriklerimizin her zaman dolu dolu olması yolunda bizi destekliyorlar.

Misafir-le Görüşme

Melis Z. Pirlanti: “Beyazperde.com bağımsız editöryel ekibine rağmen ticari bir web sitesidir!”

Fransa’daki Allocine.fr sitesinde sinema yazarlarının film kritikleri yoktur, onlar sadece basında neler yazılmış, onları biraraya toplarlar. Bize ise sordular, siz sitenizde sinema kritikleri yazılmasını gerekli buluyor musunuz? Biz evet dedik ve o zaman olsun dediler, bu konuda hem bize güveniyorlar hem de içeriklerimizin her zaman dolu dolu olması yolunda bizi destekliyorlar.

Beyazperde.com geçtiğimiz günlerde sinema yazarlarını, sadık takipçilerini, sinema bloggerlarını ve ilgilenen tüm sinefilleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir “sinema kulübü” fikri atmıştı ortaya. Ülkenin majör sinema sitelerinin başında gelen Beyazperde.com’un bu yeni projesiyle ilgili olarak sitenin Genel Yayın Yönetmeni Melis Z. Pirlanti ile konuşalım istiyorduk. Ama sinema yayıncılığı sektöründe böylesine etkili ve yakın zamanda el değiştirerek uluslararası bir zincirin halkası olmuş bir şirketin yöneticisini yakalamışken internet sektörünün Türkiye’deki durumu ve geleceğiyle ilgili sorular  sormasak olmazdı.

Sinema Kulübü fikri nasıl ortaya çıktı?

Beyazperde editörleri olarak topluluk yöneticimiz ile birlikte bir öğlen yemeği yerken, hayal kuruyorduk aslında, keşke beyazperde’ye özel daha farklı etkinlikler yapabilsek dedik. Bu zamana kadar özel gösterim etkinlikleri yaptık ama bunun ötesinde, örneğin “Beyazperde.com üyeleri bu ay Hitchcock izliyor” diyebilsek, ya da bir yönetmenle söyleşi düzenleyebilsek, cafemizde oturup üyelerle sohbet edebilsek diye hayaller kurarken, bunun hayalde kalmasına gerek olmadığını farkettik ve adını koyalım dedik: Beyazperde.com Sinema Kulübü!

Projeyi anlatır mısınız biraz?

Şu an anlaşmak üzere olduğumuz bir kültür sanat mekanı var. Bu mekanda özel gösterimler, yönetmenlerle söyleşiler, blogger toplantıları, sinema sohbetleri gibi, kulüp üyelerimize özel birtakım etkinlikler yapmayı düşünüyoruz.

Bugüne kadar yapılanlardan farklı etkinlikler düşünüyor musunuz?

Aslında biraz da zamanla gelişecek, ilk başta belki klasik etkinlikler olacak bir önceki soruda sıraladığım gibi ama ilerde başka fırsatlar olursa, daha önce çok fazla benzerine rastlanmamış ama ihtiyaç ve istek doğrultusunda olan farklı etkinliklere de imza atmak isteriz. Bu konuda herkesin fikir ve önerilerine de açığız.

Bu topluluğa katılan kişiler avantajlar elde edecekler mi?

Evet, ilk hedefimiz aslında Beyazperde.com Sinema Kulübü üyelerine ait bir kartın olması. Bu kart sayesinde anlaşmalı bazı mekan ve etkinliklerde kulüp üyelerimizin yararlanabilecekleri indirimler, öncelikler olacak.

Beyazperde.com’un bu projeden beklentisi ne?

Biz bu kulübü var ederek sinefilleri, sinema bloggerlarını, amatör ya da profesyonel sinema yazarlarını, site üyelerimizi biraraya toplamak, sinema üzerine paylaşımları arttırmak, farklı etkinliklerle sinemaya dair kültürel olarak bazı eksikleri de, naçizane, tamamlamak isteriz.

Sinema bloglarını takipte misiniz? Yabancı patronların Türk bloglara bakışı nasıl?

Sinema bloglarını takipteyiz ve özellikle bu kulübün üyelerinin öncelikle onlar olmasını istiyoruz. Allociné de sinema bloglarını çok önemsiyor, hatta Beyazperde ekibinde kadrolu çalışan kişileri bile aktif sinema bloğu olan kişilerden seçmek gibi bir bakış açıları var. Fakat Türkiye’de sadece sinema yazan daha çok blogger olmasını bekliyorlardı onlar. Gerçi son dönemde arttı sanki ama birkaç sene önce sayıya şaşırmışlardı.

Yabancılar Türkiye’de internetin geleceğini nasıl görüyor?

Bildiğim kadarıyla parlak görünüyor. Genel olarak konuşursak, bunda fırsat sitelerinin ve facebook’un Türkiye’de kullanımının çok büyük etkisi var tabii. Ayrıca demografik olarak da Türkiye’deki internet kullanıcılarının %70’i, 35 yaştan küçük, yani genç ve tüketici bir kesim var. Genç yatırımcılar da giderek artıyor. Sinema açısından bakacak olursak, elbette sinema, Türkiye’de, örneğin Fransa’da olduğu gibi yemek içmek kadar “neredeyse zorunlu” bir ihtiyaç değil. Ama gene internetin ve paylaşımların da etkisiyle, daha eğitimli ve istekli bir sinema izleyicisine doğru gidiyoruz bana kalırsa ve bu da yabancıların Türkiye’de sinema ile ilgili bir internet işi yapma üzerine yatırım yapmalarını açıklıyor diyebiliriz.

Yabancılar sizce içeriğe mi daha çok önem veriyorlar, yoksa görselliğe mi?

Çok güzel bir soru. Aslında burada iki tablo var karşımızda. Birincisi, evet, yabancılar içeriğe Türk internet şirketlerinin verdiğinden çok daha fazla önem veriyorlar, burası kesin! Biz Allociné ile çalışmaya başladığımızdan beri bundan dolayı çok çok mutluyuz ve şaşkınız da. Örneğin Fransa’daki Allocine.fr sitesinde sinema yazarlarının film kritikleri yoktur, onlar sadece basında neler yazılmış, onları biraraya toplarlar. Bize ise sordular, siz sitenizde sinema kritikleri yazılmasını gerekli buluyor musunuz? Biz evet dedik ve o zaman olsun dediler, bu konuda hem bize güveniyorlar hem de içeriklerimizin her zaman dolu dolu olması yolunda bizi destekliyorlar. Her türlü festivalde, Cannes dahil, kişisel olarak yer almamızı ve bilgi akışını en doğru şekilde vermemizi destekliyorlar. Fakat görselliğe verdikleri önem de az değil ve bu konuda “ah Türkler, hep görsellik, hiç okumuyoruz ” diyerek kendimizi aşağılamamamız gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta insan tepkileri her yerde aynı, maalesef internette uzun bir makale okuma alışkanlığı hala tüm dünyada insana zor gelen bir mesele. Dolayısıyla metinleri uzun tuttuğumuzda Fransa da bizi uyarıp, daha okunur kılmak için biraz daha özet yapmamızı ve görselle desteklememizi önerebiliyorlar.

Bloglarla ilgili ayrıca bir düşünceniz var mı yoksa yalnızca birey birey mi ele alacaksınız üyelerinizi?

Sinema blogger’larını ilk iş olarak kulübümüze davet ettik. Birey olarak da, sitemizin üyeleri olsun, sinema ile ilgili olup, kulübümüzü duyup bize katılmak isteyenler olsun, herkese kapımız açık. [email protected] adresimize e-mail atarak, kendilerini tanıtarak, kulüp üyeliği hakkında bilgi alabilir, etkinliklerimizden haberdar olabilirler.

Beyazperde.com son zamanlarda bir değişim süreci yaşadı. Bu süreç sitenin yüzüne, içeriğine nasıl yansıdı? Nasıl tepkiler aldınız?

Beyazperde.com, 1998 yılında Young New Media bünyesinde yayın hayatına başlamıştı.Temmuz 2006’da Mynet tarafından satın alınarak, beyazperde.mynet.com URL’i altında yayın hayatına devam etti. 2010 Mayıs ayı itibariyle ise beyazperde, Allociné ile birleşti. Site, o günden beri tekrar http://www.beyazperde.com adresinden yayın hayatına devam ediyor. Bir süredir de tasarım olarak Allociné’nin şablonuna geçtik. Bu editöryel olarak ya da pazarlamasal olarak Türkiye’deki ekibin kararı değildi, bu Allociné’nin kararıydı ve bu kararda bizim bir rolümüz olmadı.

Sitenin yeni yüzü ve içeriği çok fazla gelişti, herşeyden önce Fransa film arşivini bizimle paylaştı ve arşivimiz arttı, eskiden tek editör varken şimdi ekibimiz de büyüdü, böylelikle içeriğe daha çok vakit ayırabilir olduk, fragman kalitemiz, sinema dosyalarımız, etkinliklerimiz eskisine kıyasla çok gelişti ve gelişmeye de devam ediyor. Tepkilerse maalesef biraz acımasız başladı, bunu anlayabiliyoruz çünkü insanoğlu alışkanlıklarına çok bağlı ve önce olumsuzlukları görmeye daha teşneyiz. Mynet zamanındaki tasarımdan ve bazı teknik sorunlardan şikayetler alırdık, o zamanki taleplerin birçoğu şu anki tasarımla halledilmiş olsa da, eski alışkanlıklarını arayan üyelerimiz uzun süre yeni tasarımla ilgili bize eleştirilerini yönelttiler. Ama zamanla alışıldı ve artık sitenin çok daha fazla kullanıcı dostu ve çağa uygun olduğu farkedildi.

Bir de hazır bu soru sorulmuşken site kullanıcılarına şu konuda seslenmek istiyorum. Şöyle e-mailler alabiliyoruz: Beyazperde’yi neden Allociné’ye sattınız, neden mesela IMDB’ye satmadınız? Forumları neden böyle yaptınız? Vs… Buradan, bu soruların muhattabının Türkiye’deki Beyazperde ekibi olmadığını vurgulamak istiyorum. Elbette kullanıcı olarak web sitelerinde yıllar geçiriyor ve içinde yaptığımız etkileşimlere paylaşımlara bağlanıyoruz, o siteyi adeta bir varlıkmış gibi benimsiyoruz ve değişimler olduğunda üzülüyoruz. Fakat şunu unutmamak lazım ki beyazperde.com, bağımsız editöryel ekibine rağmen ticari bir web sitesidir ve bir şirket (Allociné) tarafından satın alınmıştır. Bu şirketin Fransız bir şirket olması da aslında büyük avantajdır. Ve “beyazperde.com” en nihayetinde bir domain adıdır, içini dolduranların sinemadan anlayan kişiler ve şirketler olması büyük avantajdır. Dolayısıyla şu an röportajlarıyla, festival takipleriyle, dosya konularıyla, yerli yabancı basından güncel haberleriyle, içerik anlamında dergi gibi çalışan Türkiye’nin en iddialı sinema sitesiyiz. Yeni dönemde artık sosyal anlamda da bu kulüp gibi yeni projelerimizle okurlarımıza çok daha fazla hizmet veriyoruz. Bunlar olumlu gelişmeler, tüm okurlarımızı sitemizin güzelliklerinden faydalanmaya ve kulübümüze çağırıyoruz.

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et