BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

En İyi 5 Münir Özkul Performansı * Aile Şeref (1976) * Neşeli Günler (1978) * Gülen Gözler (1977) * Hababam Sınıfı (1975) * Bizim Aile (1975)

Misafir-le Görüşme

Münir Özkul’la alkol üstüne…

En İyi 5 Münir Özkul Performansı
* Aile Şeref (1976)
* Neşeli Günler (1978)
* Gülen Gözler (1977)
* Hababam Sınıfı (1975)
* Bizim Aile (1975)

Yeşilçam’da pek çok ünlü alkolle ilgili ciddi sorunlar yaşıyordu. Ama bu konuda en cesur itirafları yapan ve diğerlerinden farkını, büyüklüğünü bir kez daha ortaya koyan yine Münir Özkul oluyordu. Belli ki sanatçının tek istediği kendi durumundan ders çıkarılmasıydı. Buna “sanatçı sorumluluğu” deniyor işte.

“Onbeş yaşımdaydım. Bir gün içime tarif edemeyeceğim, hala da edemediğim bir sıkıntı çöktü. Evde gazete tomarları vardı, onları topladığım gibi doğru mahalle bakkalına gittim. Bardakla şarap veriyordu bu bakkal. Verdim gazeteleri ve o gün ilk kez içkinin tadına baktım. Hemen söyleyeyim alkol bendeki o sıkıntıyı gevşetmişti.”

İşte Münir Özkul usta gazeteci Celalettin Çetin’e, kendisini yıllarca esir alan alkolle tanışmasını böyle anlatıyordu. Münir Özkul belki de Türkiye’nin gelmiş geçmiş en yetenekli oyuncusuydu ama genç yaşta tanıştığı alkol sonraki yıllarda kontrolü iyice ele alacaktı. Öyle ki Özkul bir günde 7 şişe votka, 12 şişe cep kanyağı içebilecek bir noktaya gelmişti.

“Ben bir dipsomandım. Alkolik olmak o kadar tehlikeli değildir. Ama dipsomani korkunçtur. Kriz devresinde kolonya içer insan, gaz içer hatta lizol dahi içer.”

1969 yılında Günaydın gazetesinde yayınlanan röportajında bu illet yüzünden üç eşine de şiddet uyguladığını açıkça söylüyordu Özkul: “Evet, evlendiğim kadınların üçünü de öldürmek istedim. Ama beceremedim, hepsini yaralayıp bıraktım.”

Akıl hastanesine bile düşürmüştü alkol onu: “Şimdiye kadar sekiz on defa akıl hastahanesinde yattım. Artık ruh hastasıydım. Hele o kriz devrelerinde gözüm hiçbir şey görmüyordu. İçki bulmak için, içkiye kavuşmak içinher şeyi yapıyordum. Kırmak, dökmek, başımı duvarlara vurmak ve de akla gelecek her türlü çılgınlık benim içindi. Fakat sağlığım yönünden hiçbir kaybım olmadı. Bir ara siroz korkusndan hastaneye yattı, karaciğerim sağlam çıktı. Yalnız tiyatro çalışmalarım yönünden çok zararlı oldu. Ayrıca içkiye giden paralarla en azından bir apartman alırdım.”

Ve en can alıcı soru geliyordu Celalettin Çetin’den: Peki niçin bu kadar içiyordunuz? Daha doğrusu sizi içkiye iten sebepler neydi?

“Ben kendi kendime otoanaliz yaptım ve bana içirten sebepleri bir bir yakaladım. Bir defa idanfikasyon diye bir olay var. İnsan daha çocukken nasıl bir tipe benzemek istediğini, nasıl bir insan olmak istediğinidaha o zaman çizer ki çoğu çocuklar anne babalarına benzemek isterler. Benim küçükken kendimi benzetmek istediğim tip Ferdi Tayfur ile Bakırköylü alkolik bir arkadaşımdı. İkincisi güvensizlik ve utangaçlık şeklinde beliren aşağılık duygusu. Ben bütün okul hayatımda bir defa bile tahtaya kalkamayacak kadar utangaçtım. Üçücü sebep, ki bu en önemlisidir, seksüel dengesizlik. Yahut cinsel ilişkilerde yetersiz olmak korkusu. Hatta çok derinlerde homoseksüel eğilimler. Bu bütün alkoliklerde vardı.”

Bu yazıdaki demeçler Dünya, Vatan, Tercüman, Akşam, Günaydın, Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde çalışmış değerli gazeteci Celalettin Çetin’in (1928-2006) Bir Gazetecinin Not Defteri (Cem Yayınevi – 1983) adlı kitabından alıntılanmıştır.

En İyi 5 Münir Özkul Performansı

* Aile Şeref (1976)
* Neşeli Günler (1978)
* Gülen Gözler (1977)
* Hababam Sınıfı (1975)
* Bizim Aile (1975)

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et