BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Bu Hafta Ne İzlesem?

Bu Hafta Ne İzlesem -59-

Merhaba,

Yeni bir bölüme başlıyoruz, ismi Eşyanın Tabiatı. Dijital platformlarda bulabileceğiniz filmlerde önemli yer tutan objeler üzerine birkaç cümlelik izlenimlerden oluşuyor.

Sinemalardaysa bu hafta 20 Mart 2020’den beri ertelenen Sessiz Bir Yer 2 / A Quiet Place Part II, 1997’den beri devam filmini beklediğimiz Space Jam: Yeni Efsane / Space Jam: A New Legacy, efsane suç filmi Protesto / La Haine’in Başka Sinema gösterimleri ve Altan Erkekli’li 🙄 bir yerli komedi başlıyor.

Haftaya görüşmek dileğiyle.

BluTV

  • Jessica Biel‘in başrolünde olduğu Limetown, bir araştırma merkezinde 326 kişinin iz bırakmadan yok olduğu olayı araştıran gazetecinin hikâyesini anlatıyor.

beIN CONNECT

  • Murray Bartlett, Connie Britton, Jennifer Coolidge, Jake Lacy, Steve Zahn gibi isimlerin buluştuğu, tropikal bir otelde çalışanlar ile konuklar arasındaki eğlenceli ilişkileri konu eden fakat belli bir türe sokmanın mümkün olmadığı 6 bölümlük yeni HBO dizisi The White Lotus, ABD yayınından 24 saat sonra, her pazartesi bir bölüm şeklinde yayına başladı.
  • Harsh Times, Street Kings, End of Watch, Fury ve Bright filmleriyle tanıdığımız David Ayer’in son filmi Tahsilatçı / The Tax Collector, cumartesi günü Türkiye’de ilk kez yayınlanacak. Shia LaBeouf sevenler bir şans verebilir.

Amazon Prime Video

Fazla kilolarını geride bırakıp 188 cm boyu, karın kasları ve sevimli yüzüyle A sınıfı Hollywood yıldızına dönüşen Chris Pratt’in başrolde olduğu yüksek bütçeli Amazon yapımı Yarının Savaşı / The Tomorrow War (2021), Prime Video’da gösterime girdi. Mantığınızı diğer odada bırakıp dünyayı istila eden dev böceklerle eğlenmeye hazırsanız buyurun.

Babası Vietnam, kendisi Irak’ta savaşmış Dan sakin bir hayat kurmuş, öğretmenlik yapmaktadır. Kalabalık ailesiyle maç izlediği bir akşam dünyayı değiştirecek haberi alana dek tabii. 30 yıl sonrasından gelen bir grup insan dünya nüfusunun 500 bin kişiye indiğini çünkü uzaydan gelen yaratıkların herkesi öldürdüğünü söyler. Birkaç hafta içinde son insanın da öleceği öngörüldüğünden, yardım istemeye gelmişlerdir. Açtıkları portaldan, savaşabilecek durumdaki binlerce kişiyi geleceğe götürüp şanslarını artırmak istemektedirler.

Filmi izlemek için buraya, yazının tamamını okumak için buraya tıklayın.

MUBI

Öneri programımız kapsamında bir arkadaşını bültenimize abone yapan herkese bir aylık MUBI üyeliği hediye ediyoruz. Bu bağlantıdan abone olduklarına emin olduktan sonra detayları bizimle paylaşın ve üyelik kazanın.

17 Temmuz: 22 yaşındaki Maryam, kocası ve eski patronu, 65 yaşındaki Nasser’in ölümüne neden olduğu gerekçesiyle idama mahkûm edilir. Hayatta kalmak için tek şansı canlı yayınlanan bir televizyon programında, Nasser’in kızı tarafından affedilmesidir. Massoud Bakhshi’nin Sundance ve Altın Portakal’lı filmi Yelda: En Uzun Gece / Yalda, İran sineması sevenlerin kaçırmaması gereken bir yapım.

19 Temmuz: Kıtalararası gezip yakın tarihimizi fotoğraflayan Sebastião Salgado’nun siyah beyaz karelerinden yola çıkan Wim Wenders ve Juliano Ribeiro Salgado imzalı belgesel Toprağın Tuzu / The Salt of the Earth, Oscar’a aday gösterilmişti.

20 Temmuz: Atlas Okyanusu kıyısındaki Angola’nın başkenti Luanda’da klimalar gizemli bir şekilde çalışmayı durdurur, patronlarını mutlu etmek isteyen hizmetçi ve güvenlik görevlisi bir araya gelip uğraşmaya başlar. Klima / Ar Condicionado, hakkında çok az şey bilerek izlenmesi gereken filmlerden.

21 Temmuz: 1919 yılında Ukrayna’dan Yunanistan’a göç eden bir grup insan nehir kıyısında ufak bir köy inşa eder, çocukları gözümüzün önünde büyür ancak diktatörlük ve savaş beraberinde zor zamanları getirmektedir. Her filmini ayrı sevdiğimiz Theodoros Angelopoulos’un Ağlayan Çayır / Trilogy: The Weeping Meadow’u tarihi bir dram.

MUBI’de yayınlanacak haftanın diğer filmlerini merak ediyorsanız tıklayın.

Netflix

  • Netflix programı bu hafta da çer çöp dolu ama Korku Sokağı Üçlemesi’nin son halkası 3. Kısım: 1666 izlenmeyi hak ediyor. Filmde; Sarah Fier’in lanetinin kökenleri tarihin tekerrür ettiği bir gecede ortaya çıkarken, Shadyside kasabasındaki insanların hayatlarını sonsuza dek değiştiriyor. Yönetmen, 1666 için en büyük ilham kaynağının Terrence Malick imzalı Yeni Dünya: Amerika’nın Keşfi / The New World olduğunu söylüyor.

IMDb Pro

Le Cinéma Club

İçinde Yaşamak İstediğim…

Sevdiğimiz isimlere “içinde yaşamak istedikleri film ya da diziyi” sormaya devam ediyoruz. 13. konuğumuz oyuncu-yazar Serhat Yiğit, seçtiği film ve dizilerse şöyle:

Karakterleri ve senaryosu yüzünden içinde olmak isteyeceğim komedi dizileri:

  • The Big Bang Theory: Çoğunlukla Sheldon karakteri yüzünden.
  • Friends: Oyuncuların uyumu, aralarındaki kimya ve tabi 90’lar nostaljisi.
  • Two and a Half Men: Özellikle Charlie Sheen sezonları. Senaryosu çok sağlam. Charlie müthiş başarılı bir anti kahraman.

Dram dizileri:

  • Fringe: Arada şişirme bölümleri olsa da popüler bilimi temel alarak kurdukları fanteziler düşünmeye, merak etmeye değerdi…
  • Boardwalk Empire: Yine bir anti kahraman, Nucky Thompson’ın büyüleyiciliği yüzünden.
  • Will: Shakespeare ve yaşadığı döneme dair çok cesur bir diziydi.

İçinde yaşamak istediğim filmse kesinlikle Kung Fu Hustle 🙂 Anlatım dili, senaryosu, iyi, kötü, şiddet kavramlarına olan estetik mesafesi ile benim için bir başyapıttır. Budizm felsefesini bir kung fu filmine bu denli yedirebilmek çok çarpıcı. Ayrıca iyilere, kötülerden sonsuza dek kaçamayacaklarını, er geç kötülükle yüzleşmek zorunda kalacaklarını söylemesi açısından da kıymetli benim için.

Eşyanın Tabiatı

Inception – Cobb’un Topacı

İşiniz rüyalar. Daha doğrusu, nüfuzlu insanların rüyalarına girip değerli bilgileri onların ruhu bile duymadan çalmak. Hayatınızla rüyalar iç içe geçmiş durumda. Ne zaman gerçek hayattasınız ne zaman rüyadasınız, karıştırmak işten bile değil. O zaman neye ihtiyacınız var? Bir toteme. Sizi gerçekliğe demirleyecek bir toteme. Dom Cobb’un totemi, metal bir topaç. Onu çeviriyor ve başlıyor izlemeye. Eğer topaç hiç durmadan dönmeye devam ederse rüyada olduğu aşikâr. Bir noktada durursa ise gerçek hayatta olduğuna dair şüphesi kalmıyor. Inception’ın sinema tarihine geçecek ikonik final sahnesi işte böyle doğuyor. Dom Cobb, topacı çeviriyor. Dönüyor, dönüyor, dönüyor… Ekran kararmadan hafifçe titredi mi? Duracak mıydı acaba? Hiçbir zaman emin olamayacağız. İşin güzelliği tam da burada.

Modern Klasikler

Sapir-Whorf Hipotezi’nin temelindeki “Algıladığımız dünya, dilimizin bize sunduğundan ibarettir” önermesini harika bir bilimkurgu öyküsüne dönüştüren Ted Chiang‘ın uzattığı bayrağı devralan, çağımızın en yetkin yönetmenlerinden Denis Villeneuve; bittiği anda yeniden başlama özelliğiyle seyirciyi avcuna alan ve ilk gösterildiği anda bir bilimkurgu klasiğine dönüşen bir esere imza attı: Geliş / Arrival (2016). Eğer, Arthur C. Clarke imzalı Çocukluğun Sonu’nun başladığı noktayı kendine bitiş çizgisi olarak seçen ve dokunduğu türe hayat veren Geliş‘i daha önce izlemediyseniz, akla düşürdüğü sorularla yolculuğa çıkmak, bilimkurgu külliyatının dehlizlerinde kaybolmak için gayet ideal bir zaman. İzlediyseniz de bir kavuşma için bahane üretmekte zorlanmayacağınızı tahmin ediyoruz.

Ayrıca…

Sertaç Yıldız belgesel filmlerini YouTube kanalında erişime açtı. Kendisiyle yapılan röportajı da buradan okuyabilirsiniz.


Katkılarından dolayı Ozancan Demirışık, Serhat Yiğit, Tanju Baran, BluTV ve MUBI Türkiye’ye teşekkür ederiz.

Bültenin faydalı olduğunu düşünüyorsanız, 10 TL destek vermek için dijital teşekkür kartı satın alabilirsiniz


 

İlginizi çekebilir...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et