Yarattığı zamansız eserlerle her devri yakalayan ve sürekli yeniden keşfedilen Patricia Highsmith, eserlerinin yayımlandığı ilk dönemden bugüne dek sinemanın radarında olmuştur. 1950 yılında yazdığı...
Senarist olarak imza attığı işlere aşina olduğumuz, ilk öykü kitabı raflarda yerini alırken kısa filmi Pembe Eldiven BluTV kataloğuna eklenen genç yetenek Tuna Yüksel'le...
Uşak Üniversitesi İletişim Topluluğu ve apart tarafından 12-16 Aralık’ta Uşak’ta, 17-19 Aralık’ta İstanbul’da düzenlenecek olan 10'uncu Uluslararası Uşak Kısa Film Festivali başladı.
IX. Uluslararası Uşak Kısa Film Festivali Mersin Turnesi başlıyor. Aralık 2022’de dokuzuncusu gerçekleştirilen Uluslararası Uşak Kısa Film Festivali Apart Sanat Derneği yürütücülüğü, Mersin Sinefil...
“Çocuklar sende kalsın.” Kitaplarımızı kastetmiştim elbette. Birlikte bir kütüphane heyecanı da vardı evlenirken. Zaten evlenirken her şeye heyecan duyuyor insan. Balkonda yetiştirmelik minik domateslerin...
Son altı yılda İstanbul’da onlarca mekânda yüzlerce kez kahvaltı yaptım ve söylemeliyim ki bugünkü deneyimim, listede son sıraya yerleşti. Bir süredir Instagram’da karşıma çıkan...
Kasabaya ilk kez panayır gelmişti. Belediyenin biraz ilerisinde boş bir arazi onlara verilmişti. O arazinin bir sahibi yoktu, birçok sahibi vardı. O arazi biz...
Toplama kampının tepesindeki keskin nişancı talim ederken vurdu onu. Önce bacağından vurdular sonra başından. Sonradan öğrendim ki önce bacağından vurulmasının sebebi kaçıyormuş gibi göstermek...
Yepyeni bir şehirde yapılacak ilk şey barınma ihtiyacını gidermek olmuştu. Bir süreliğine kaldığım memleketten uzak bir tanıdık olan Osman Amca’nın gecekondusu, artık kendisi gibi...
Çocukluğunda, babasıyla balık avlamaya çıktığında, ellerinde dolu sepetle sandaldan ilk babası iner ve hemen evin yakınında bulunan ağaca sandalı bağlardı. Şimdi o ağacın bulunduğu...
– Nasıl gidiyor? – Portakal ağacındaki son portakalım. Bekliyorum. – Neden böyle karamsarsın? – Nereden çıkardın? Portakal ağacında son meyve mayısta düşer. Bu demek...
Gürültüden birbirimizi duyamıyorduk ama gözyaşlarının, o zamanın modasına pek uygun kot ceketimin omzuna her düştüğünde çıkan sesi duyabiliyordum. Uzun saçımı senin olmadığın tarafa toplamıştım...
Sabahın erken saatleriydi. Bir el arabasının tekeri tüm sokağın sessizliğini hiç ederek ilerliyordu. Her evin önünde boş süt şişeleri, onları bekleyen malum kaderi kabullenmiş...
Telefonda onlarca cevapsız arama. Kulaklıkta sık sık kesilen müzik, arama bildirimlerinden kaynaklıydı. Yok saymayı bile artık yük olarak görüyordu. Metrodan indi ve hızlı adımlarla...
Önümde upuzun bir yol vardı kat edeceğim. Etrafında bahar gelmiş bahçelerle çevrili upuzun bir yolun ilk adımlarıydı bu. Başıma bahar sarhoşluğunu andıran bir mutluluk...