BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Yirmi yaşında çektiği Annemi Öldürdüm (J’ai tué ma mère) ile gönüllere ambargo koyan 89 doğumlu Kanadalı yönetmen Xavier Dolan, beş sene içinde tamı tamına beş film yaptı dile kolay. Bir önceki filmi Tom Çiftlikte (Tom à la ferme) ile Venedik Film Festivali’nde FIBRESCI ödülü kazanan Dolan’ın yeni filmi Mommy sinema çevreleri tarafından bir süredir merakla bekleniyordu. Nitekim beklentileri fazlasıyla karşılayan film, 2014 Cannes’ında Jüri Özel Ödülü’nü usta yönetmen Jean-Luc Godard’ın Dile Veda'sıyla (Adieu au langage) paylaştı.

Ercan Dalkılıç

“Mommy”: ‘Ana’ gibi yâr olmaz!

Yirmi yaşında çektiği Annemi Öldürdüm (J’ai tué ma mère) ile gönüllere ambargo koyan 89 doğumlu Kanadalı yönetmen Xavier Dolan, beş sene içinde tamı tamına beş film yaptı dile kolay. Bir önceki filmi Tom Çiftlikte (Tom à la ferme) ile Venedik Film Festivali’nde FIBRESCI ödülü kazanan Dolan’ın yeni filmi Mommy sinema çevreleri tarafından bir süredir merakla bekleniyordu. Nitekim beklentileri fazlasıyla karşılayan film, 2014 Cannes’ında Jüri Özel Ödülü’nü usta yönetmen Jean-Luc Godard’ın Dile Veda’sıyla (Adieu au langage) paylaştı.

Mommy

Yirmi yaşında çektiği Annemi Öldürdüm (J’ai tué ma mère) ile gönüllere ambargo koyan 89 doğumlu Kanadalı yönetmen Xavier Dolan, beş sene içinde tamı tamına beş film yaptı dile kolay. Bir önceki filmi Tom Çiftlikte (Tom à la ferme) ile Venedik Film Festivali’nde FIBRESCI ödülü kazanan Dolan’ın yeni filmi Mommy sinema çevreleri tarafından bir süredir merakla bekleniyordu. Nitekim beklentileri fazlasıyla karşılayan film, 2014 Cannes’ında Jüri Özel Ödülü’nü usta yönetmen Jean-Luc Godard’ın Dile Veda‘sıyla (Adieu au langage) paylaştı…

Ercan Dalkılıç (2) Ercan Dalkılıç 

Mommy, Annemi Öldürdüm‘deki Hubert Minel’i anımsatan, annesi ve dünyayla hayli problem yaşayan, Antoine-Olivier Pilon’un dört dörtlük canlandırdığı Steve adlı bir karakter etrafında örülüyor esasen. Steve, (Annemi Öldürdüm‘deki Hubert Minel’i de oynayan) Xavier Dolan’ın da alteregosu bir bakıma. Babasını kaybetmiş, şiddete eğilimli bir çocuk olan Steve ve annesi Diana (Anne Dorval) yeni taşındıkları mahallede yaşama tutunmaya çalışıyorlar birlikte. Steve’in sorunları sebebiyle toplumla bağını kısmen koparan anne-oğul’a, kocasıyla mesafeli bir ilişkisi bulunan karşı komşuları Kyla da eklenince Dolan’ın kafasındaki ‘alternatif aile modeli’ne ulaşıyoruz. Bir kavga sebebiyle okuldan atılan Steve’i çocuğu yerine koyup ona ders çalıştıran Kyla; uzun yıllardır ‘baba görevi’ni de yürüten, artık eril ve baskın olan Diana’yı da içten içe ‘eş’ olarak kabul ediyor uzunca bir süre. Handiyse yönetmenin her filminde gördüğümüz bu eksik, yaralı, işlevsiz aileler ve onların ikameleri artık Dolan sinemasının alametifarikası olmuş durumda.

Mommy

Jean-Luc Godard, artık ‘dile veda’ ederken; Dolan’ın dil içindeki oyunbazlıklarıyla –tıpkı Godard’ın gençliğinde yaptığı gibi- sinemaya yeni bir akım dahi armağan ettiğini söyleyebiliriz sanıyorum. Videoklip’ten beslenen, müzikle haddinden fazla haşır neşir, yeri geldiğinde müziğin duyguyu dönüştürme özelliğinden faydalanan, bir modacı detaycılığıyla çalışan, yer yer melodrama yaslanan ve konuştukça konuşan –trash’e kadar giden- geveze karakterleriyle Dolan, ‘hipster sineması’ dediğimiz/diyeceğimiz şeyi yapıyor olabilir pekâlâ bugün.

Mommy‘de de yukarıda sayageldiğimiz öğelerin hepsi fazlasıyla mevcut… Biri bitip biri başlayan şarkılardan tutun da, havyarın mayonez ihtiva edip etmediği hakkında dakikalarca süren geyiklere değin Xavier Dolan, seyirciyi bezdirmek için elinden geleni ardına koymuyor filmde. Kimi zaman ağlak, ucuz bir melodrama meyleder gibi görünen Mommy, bir anda dümen kırıp ağır bir aile dramı hüviyetine bürünebiliyor sözgelimi. Açıkçası Mommy‘i –ya da genel olarak Dolan’ı- sevip sevmemeniz sizin bakış açısıza bağlı bir yerde. Geleneksel kalıplarla oluşturulan ‘yeni’ işlerden hoşlanıyorsanız, Dolan’ı büyük ihtimalle sevmekte/benimsemekte zorlanacaksınız demektir. Çünkü Dolan, hınzır bir pıtırcık gibi dondurma tezgahının önünde belirip gözüne çarpan ne varsa külahına dolduruyor, ama bunu yaparken de uyumu (terminolojiye başvuracak olursak poetikayı) asla göz ardı etmiyor. Sinema tarihin türler arasında bu kadar çok gezinen bir yönetmen görmemiştir yüksek ihtimalle.

Mommy

Salt öz olarak değil, biçim olarak da yenilikçi olduğunu ifade etmek gerek Dolan’ın. Mommy ise yönetmenin bu açıdan en radikal filmi kuşkusuz. Filmin genelinde 1:1 (kare) oranlı resmi tercih eden yönetmen, boğuntulu hikayesine hizmet eden bu biçimiyle oldukça cesur bir denemeye imza atmış. Sinemada görmeye pek alışık olmadığımız bu 1:1 çerçeve tercihi, ilkin yadırgansa da ilerleyen dakikalarda kolaylıkla benimseniyor seyirci tarafından. Dahası istenilen etkiyi de veriyor bu biçim denemesi, Steve’in üzerine üzerine gelen hayatı tam anlamıyla duyumsayabiliyorsunuz. Gerektiğinde bu biçimi de bozmaktan imtina etmiyor Dolan yapacağını yaparak; Steve’in en mutlu olduğu anlardan biri olan kaykay sahnesinde, Steve’in açtığı kanatlarına koşut olarak 1:1 formattan ayrılıp 16:9’a dönüyor bir süreliğine. Biz de Steve ile birlikte rahatlıyor, film boyunca hissettiğimiz boğuntudan, sıkıntıdan kısıtlı bir süre için dahi olsa kurtuluyoruz.

Sonuç olarak; Mommy hikayesi birazcık sarkma yapsa da, yer yer aşırı bir melodramın sınırlarında dolaşsa da, bazen gereksiz bilgi kırıntılarıyla kafanızı ütülese de Xavier Dolan’ın filmografisinin en iyilerinden biri bana soracak olursanız. Biçim konusunda bir devrim olduğunu iddia etmek biraz güç tabii ama, sırf format seçiminin işlevselliği ve damakta bıraktığı nostaljik, retro tadı nedeniyle bile sinema literatürüne gireceği şüphe götürmez. Mommy‘i yazıp yönetmenin yanında kurgu ve kostümü de kendi yapan Dolan’ı ‘auteur’ ilan etmekte geç bile kaldık galiba.

MommyMommy

Yönetmen ve senaryo: Xavier Dolan

Oyuncular:  Anne Dorval, Antoine-Olivier Pilon, Suzanne Clément

Yapım: 2014 / Kanada / 139 dk.

 

 

 

 

 

İlginizi çekebilir...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et