BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Yaz gelince, sıcak havalardan dolayı, bir kung fu filmi seyrederek bünyeyi galeyana getirmemekte faide var aslında ama huyum kurusun, söz konusu film, bir kadını merkezine almışsa eğer, ‘ayrımcı’ bünyem, nadir de olsa efor sarf etme riskini alarak, ne yapar ne eder seyreder o filmi. (Söz konusu efor, filmdeki kung fucuyla özdeşleşen seyircinin, film sonrası öğrendiği hareketleri kendi çapında icra etmesinden ibarettir, ki son derece tehlikeli olduğunu belirtmenin bir mânâsı yoktur değil mi sevgili okuyucular?)

Tuğba Keleş

Alemin Tozu İtinayla Alınır: Lady Whirlwind

Yaz gelince, sıcak havalardan dolayı, bir kung fu filmi seyrederek bünyeyi galeyana getirmemekte faide var aslında ama huyum kurusun, söz konusu film, bir kadını merkezine almışsa eğer, ‘ayrımcı’ bünyem, nadir de olsa efor sarf etme riskini alarak, ne yapar ne eder seyreder o filmi. (Söz konusu efor, filmdeki kung fucuyla özdeşleşen seyircinin, film sonrası öğrendiği hareketleri kendi çapında icra etmesinden ibarettir, ki son derece tehlikeli olduğunu belirtmenin bir mânâsı yoktur değil mi sevgili okuyucular?)

Yaz gelince, sıcak havalardan dolayı, bir kung fu filmi seyrederek bünyeyi galeyana getirmemekte faide var aslında ama huyum kurusun, söz konusu film, bir kadını merkezine almışsa eğer, ‘ayrımcı’ bünyem, nadir de olsa efor sarf etme riskini alarak, ne yapar ne eder seyreder o filmi. (Söz konusu efor, filmdeki kung fucuyla özdeşleşen seyircinin, film sonrası öğrendiği hareketleri kendi çapında icra etmesinden ibarettir, ki son derece tehlikeli olduğunu belirtmenin bir mânâsı yoktur değil mi sevgili okuyucular?)

Tuğba Keleş

Yapımcılığını, Shaw Brothers’ın rakip şirketi Golden Harvest’ın üstlendiği 1972 tarihli Lady Whirlwind’in yönetmeni Feng Huang, yıldız oyuncusu ise 1972-77 tarihleri arasında aynı yönetmenle bir dizi film çekmiş olan Angela Mao. Dikkatli seyircinin Bruce Lee’nin Enter The Dragon adlı filminden hatırlayabileceği oyuncu, Hong Kong dövüş sinemasının bir elin parmaklarına +2 ekleyecek sayıdaki kadın yıldızlarından (Özellikle 1960’ların wuxia pian kraliçesi Cheng Pei PeiCrouching Tiger, Hidden Dragon’dan hatırlanabilir-, Xu Feng, Hui Ying-Hung, Cynthia Rothrock, Michelle Yeoh ve Brigitte Lin) biri aynı zamanda.

Angela Mao, her ne kadar kadın da olsa, filmlerinde erkeksi bir tavır içerisinde olduğu su götürmez bir gerçek. Dolayısıyla, başrolüne kadın oyuncu alan bir dövüş filmi, her ne kadar istismar sinemasının bir örneği gibi çınlasa da, Mao’nun söz konusu ‘erkeksi’ tavrı, filmlerinin diğer örneklerden ayrılmasını sağlıyor. Oyuncunun 70’lerde birlikte çalıştığı diğer bir oyuncu da bizlerin yakinen tanıdığı Sammo Hung Kam-Bo. Angela Mao ile omuz omuza dövüştükleri filmler de var, bu filmdeki gibi rakip olup, karşı karşıya geldikleri de. Şimdilik bir zamanlar sırım gibi bir delikanlı olan incecik(!) Sammo Hung’u bir kenara bırakarak, filmin, muadillerinden pek de farklı olmayan konusuna gelelim.

Mertliğe sığmayacak şekilde, tek kişiye karşı on bin adam düsturundan hareketle bir güzel dayak yiyerek haşat olan bir adamın, ormanın ortasından geçmekte olan hem genç hem de güzel bir kız tarafından bulunmasıyla açılan film, hemen akabinde bohçasıyla birlikte gezgin kılığında bir hana girerek, oynatılan kumar oyununa katılan ve paraları götüren Angela Mao tarafından canlandırılan karakterin seyirciye tanıtılması ile devam ediyor. Kumara yalnızca filmlerden aşina biri olarak (Bu arada hayat da bir kumar değil miydi? Yalancı çıkmayayım şimdi), işin raconundan olsa gerek, Angela’nın o kadar parayı kazanmasında bir bit yeniği olduğunu düşünen bitirim kumarhane görevlisi, ki Sammo Hung tarafından canlandırılmaktadır, olaya müdahale edince, kodumu oturtan formatındaki Angela Mao, ilk gösterisini de sunmuş olur. Fırsatını bulduğu an, aslında Ling Shih-Hua adında birinin peşinde olduğunu belirten Angela, önüne gelen herkesi iyice bir benzettikten sonra ortamdan uzaklaşır. İktidarı bir kadın tarafından sarsılan kumarhane ekibi, Japonlarla işbirliği yapadursun, Angela’nın kıvrak dövüşünü seyreden en başta haşat olan adamı bulan hanım kızımız, Ling Shih-Hua adını duyduğunda paniğe kapılarak hemen eve koşar (Biraz abartıyla yazıyor olabilirim ama çoşkuma verin). Zira işbu isimli adam, meğer Angela’nın aradığı adam değil miymiş?

Benim çektiğim işkenceyi sizlerin de çekmemesi için konunun özüne doğrudan inecek olursam, Angela’nın kızkardeşine vakti zamanında yamuk yaparak, kızı hamile hamile ortada bırakıp kızın intiharına sebebiyet vererek sırra kadem basmış olan bu adamdan kızkardeşinin intikamını almak amacıyla yollara düşen Angela, amacına bir şekilde elbette ulaşacak, ama film seyirciye, herkese bir şans daha verilmesi (Hanım kız tarafından koruma altına alınmış adamın, yaptığı şeyden pişman olması vb.), en umutsuz anlarda dahi yeni bir umudun günyüzüne çıkabileceği (Ling Shih-Hua’nın, kendi intikamını kumar çetesinden almak amacıyla Angela’dan izin istediği esnada, yeniden haşatlanıp yataklara düştüğünde bir Tai Chi ustası tarafından ellerinin bu defa taşlara taşlara sokularak eğitimden geçmesi vb.) gibi nice olumlu şey vererek nihayete erecektir.

Filmin kendi açımdan analizini yapacak olursam, Angela Mao, her ne kadar erkeksi bir tavırla dövüşüyor olsa da kadın merhametini biraz fazla kullandığını söylemek yanlış olmaz sanıyorum. Zira yukarda da belirttiğim gibi tam Ling Shih-Hua’yı ele geçirdiği an, adamın “önce şunu haklayayım sonra benimle dövüşürsün” temelli her dileğine olumlu yaklaşması büyük bir eksi. Üstelik finalde aradaki tüm engeller kalkmış ve de tam adamı tepeleyecekken, adamın sevgilisi hanım kızın araya girerek “Vurma Aşkitoma” temelli söylemini de kaale alarak, aradan çekilip uzaklaşması hem hayret verici hem de sükût-u hayale uğratıcı bir olay doğrusu.

Uçan Hollandalı olur da uçan Japon olamaz mı?

Herşeye rağmen son tahlilde derdini doğrudan anlatan tertemiz bir kung fu filmi Lady Wirlwind. Habire pataküte dolu olmasından dolayı biraz tatsız tuzsuz gibi bir izlenim vermişse de arada bir Angela Mao yerine kameralar önünde atlayıp zıplayan dublör ile, bizdeki ‘Düşmanımın düşmanı benim dostumdur’ sözünün Çin’de tam tersi istikamette kullanılan versiyonu ‘Düşmanımın düşmanı, benim de düşmanımdır’ı kendine yön almış film eğlendirmeyi başarıyor. Aklıma takılan tek soru, benim hep deniz kıyılarında falan esneme hareketleri olarak gördüğüm Tai Chi’nin gerçekten bu filmdeki gibi öldürme kat sayısının ne olduğu. Öyleyse bu konuyu araştırmak üzere sizlerden izin isteyerek, merhametimden arınmış bir şekilde ufka doğru uzaklaşayım…

Filmden çıkarılacak en değerli not: Filmdeki kötü Japonu, Japon dövüş sanatı karate ile, yani kendi taktiği ile yenen Angela Mao diyor ki: Düşmana demir aya tekniğiyle saldırmak 1500 kalori, düşmana kaplan tekniğiyle saldırmak 2200 kalori, ama düşmana kendi tekniğiyle saldırmanın zevki paha biçilemez.

Lady Whirlwind / Deep Thrust
Tie zhang xuan feng tui
Yönetmen: Feng Hunag

Senaryo: Yi-chung Hua

Oyuncular: Angela Mao, Yi Chang, Sammo Hung Kam-Bo

Yapım: 1972, Golden Harvest-Hong Kong, 88 dakika

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et