BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

İngiliz işçi sınıfının lokomotif futbol takımı Liverpool olsa da, günümüzün en büyük işçi sınıfı yönetmeni Ken Loach için Manchester United’ın yeri apayrı. Yönetmenin daha önce Kerkenez (Kes, 1969) filminde yan değini olarak yer verdiği bu tutku, Hayata Çalım At'ta (Looking For Eric, 2009) bir ithafa dönüşmüş adeta. Kerkenez'de Bobby Charlton formasıyla koşuşturan, bağrışan beden eğitimi öğretmeninin yerinde ise bu kez Eric Cantona hayranı bir posta işçisi, Eric Bishop var.

Ercan Dalkılıç

Hayata Çalım At (Looking For Eric): Futbol Üstünden Sosyalizm

İngiliz işçi sınıfının lokomotif futbol takımı Liverpool olsa da, günümüzün en büyük işçi sınıfı yönetmeni Ken Loach için Manchester United’ın yeri apayrı. Yönetmenin daha önce Kerkenez (Kes, 1969) filminde yan değini olarak yer verdiği bu tutku, Hayata Çalım At’ta (Looking For Eric, 2009) bir ithafa dönüşmüş adeta. Kerkenez’de Bobby Charlton formasıyla koşuşturan, bağrışan beden eğitimi öğretmeninin yerinde ise bu kez Eric Cantona hayranı bir posta işçisi, Eric Bishop var.

İngiliz işçi sınıfının lokomotif futbol takımı Liverpool olsa da, günümüzün en büyük işçi sınıfı yönetmeni Ken Loach için Manchester United’ın yeri apayrı. Yönetmenin daha önce Kerkenez (Kes, 1969) filminde yan değini olarak yer verdiği bu tutku, Hayata Çalım At‘ta (Looking For Eric, 2009) bir ithafa dönüşmüş adeta. Kerkenez‘de Bobby Charlton formasıyla koşuşturan, bağrışan beden eğitimi öğretmeninin yerinde ise bu kez Eric Cantona hayranı bir posta işçisi, Eric Bishop var.

 Ercan Dalkılıç

Eric Bishop, (Steve Evets) tipik bir kaybeden, panik atak hastası bir postacı kendisi, haliyle doğru düzgün çalışamıyor bile. Aklı ilk eşi Lily’de, hala ona aşık, ikinci evliliğinden iki oğlu ile yaşıyor bir banliyöde, oğullarının onu taktığı yok elbette. Eric’in bir gün, Lily’den olan kızının okulu bitirebilmesi için torununa bakması ve daha da kötüsü onu Lily’nin ellerinden alması gerekiyor. Eric yapamıyor, eve dönüyor, odasındaki dev boyuttaki Eric Cantona posterine iç çekerek bakıyor ve bir mucize gerçekleşiyor; Eric Cantona lambadan çıkan sihirli cin misali karşısında beliriveriyor…

Söz konusu Ken Loach olduğu için fantastik bir film beklemek anlamsız tabii. Fantastik bir motif işlenmiş olsa bile karşımızdaki ‘klasik bir sosyal-gerçekçi Ken Loach anlatısı’ aslında. Eric’in alter-egosu olarak tezahür eden Eric Cantona’nın çeşitli görüntüleriyle de belgesel dilinden çokça yararlanmış Ken Loach filmi yaratırken. Lanse edildiği üzere, Hayata Çalım At, çoğaladuran Futbol A.Ş. (Football Factory, 2004), Yeşil Sokak Holiganları (Greensreet Hooligans, 2005)… gibi ‘İngiliz futbol filmleri’ ile birlikte değerlendirilebilir. Ancak, yakın geçmişten örnek vermek gerekirse; Fever Pitch (1997) gibi bir taraftar filmi diyebiliriz Hayata Çalım At‘a sanıyorum.

Usulca ana hikayeye eklemlenen paralel hikaye, Ken Loach sinemasının alışageldiğimiz söylemlerinin hattına dönüşmüş. Eric’in üvey oğullarının bir çete ile başını belaya sokmasıyla başlayıp, temel izleğe dökülen bu hikaye vasıtasıyla işçi sınıfının nasıl dejenere edildiğinin altını kalınca çizmekle kalmamış Ken Loach sadece. Aynı zamanda finaldeki ‘Cantona Operasyonu’ ile de bir arada bulunmanın, ne şekilde olursa olsun örgütlenmenin zaferin yegane anahtarı olduğunu haykırmış deyim yerindeyse. Sanıldığının aksine bir holigan hareketi, vandal bir girişim olmaktan çok daha başka şeyler ifade ediyor bu operasyon bana kalırsa.

Ken Loach’ın futbol çerçevesinde işçi sınıfının sorunlarına bir bakış fırlattığı Hayata Çalım At, bir ‘istismar emaresi’ göstermiyor kesinlikle. Hâlihazırda Ken Loach sinemasının en büyük özelliği, bıkıp usanmadan işçi sınıfının hikayesini tüm samimiyetiyle anlatması değil midir? Filme illa bir kulp takılacaksa;  biraz ‘maşist bir hava’ taşıdığı öne sürülebilir galiba. Filmdeki iki kadın karakter -Lily ve kızı- hiçbir şekilde baskın değil, hatta iyi çizildikleri de söylenemez. Karakterlerin arkasında devasa bir boşluk var, Eric ile olan kısıtlı bağları dışında tanımıyoruz onları.  Filmde sürekli akışı değiştiren etkin karakterlerin hepsi, ağız dolusu küfreden erkeklerden ibaret. Mafyaya bulaşıyor, maç izliyorlar, kendileri kirletip kendileri temizliyorlar. Bütün bu eylemlerin tek dikkat çekici yanı var; kolektivizm! Birbirine karşılıksız bağlı olan bu taraftar grubu, Ursula K. Le Guin’in Mülksüzler’indeki ‘Anarres toplumu’nu anımsattı bana her nedense.

Senaryosundaki bazı ufak tefek gediklere ve konsantre hikayesine rağmen sıkmayan, dramatik olarak aksamayan eli yüzü düzgün bir seyirlik Hayata Çalım At. Endüstriyel futboldan, bireysel/kitlesel silahlanmaya kadar birçok göndermeyi başarıyla aktarabilmesi de takdire şayan üstelik. Sözgelimi,  Gözlerindeki Sır‘ın (El secreto de sus ojos, 2009) tek planda verdiği futbol tutkusunu verebiliyor mu, cevap vermek zor. Ne var ki, bir Ken Loach takipçisi iseniz böyle bir beklenti içinde olmamanız gerektiğinin farkındasınızdır zaten. Emir Kusturica’nın Maradona‘sının (Maradona by Kusturica, 2008) yanına rahatça ekleyebileceğiniz seçkin bir deneme Hayata Çalım At, bolca sosyalizmle alımlanmış…

Hayata Çalım At
Looking For Eric

[xrr rating=4/5]
Yönetmen:Ken Loach

Senaryo: Paul Laverty

Oyuncular: Steve Evets, Eric Cantona ve Stephanie Bishop

Yapım: 2009, İngiltere/Fransa/İtalya, 116 dk.

 

İlginizi çekebilir...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et