BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Festival

Berlinale Günlüğü: Letters From War

Ivo M. Ferreira’nın Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı için yarışan filmi “Letters From War” (Cartas da guerra) Portekiz Koloni Savaşı sebebiyle Angola’da bir askeriyeye tayin edilen genç bir doktorun savaş sırasındaki hayatını karısına gönderdiği mektuplar eşliğinde anlatıyor. Siyah beyaz çekilen Portekiz yapımı film, durağan olmasına karşın yer yer çarpıcı detaylarla izleyicinin dikkatini çekmeyi başarıyor.

201607442_1Angola’nın ıssız bölgelerinde bir askeriyede, savaşın sık sık uğramadığı bir bölgede yaşıyor doktor. Etraftaki yerlilerin yaralarını sarıyor, acil bir durum olduğunda koşturarak gidiyor ve fazlaca sahip olduğu boş zamanları tüketmeye çabalıyor. Doktor António boş zamanlarını yazarak geçiriyor, ya karısına uzun mektuplar yazıp içindeki yoğun özlemi bastırmaya ya da cevap beklemenin verdiği stresten bir roman yazarak uzaklaşmaya çalışıyor. Ancak her halükarda António’nun harcaması gereken saatler, günler, haftalar geçmek bilmiyor. Bir arada yaşamak zorunda olduğu birkaç asker ve etraftaki birkaç köylüye rağmen hayattan uzaklaşıyor, benliğini kaybederek zamanı ve yaşamayı unutuyor. Kendiyle yaşadığı her sorunda karısına yazıyor, içini karısına dökmeye çabalıyor..Aldığı cevaplar, kurduğu hayaller, konuştuğu insanlar zamansal boşluğu doldurmaya ve bekleyişin; gerçekleşmeyen çatışmaların, harcanmayan kurşunların, ötmeyen alarmların yarattığı stresle kendini daha çok yazmaya, etrafındakilerden daha da uzaklaştırmaya itiyor. Ancak yazacakları bittiği, umutsuz ve anlamsız bekleyişin insanı tükettiği noktada boşlukta kalıyor. Savaşın anlamsızlığı içinde eve dönmeyi, karısını görmeyi, ne zaman doğduğunu bilemediği kızını öpmeyi, onlara sevgi sözcükleri fısıldamayı bekliyor. Ve her geçen gün daha da uzayan bu bekleyiş içinde kendini tanıyamaz hale geliyor.

201607442_5Ferreira’nın “Letters From War” filmi anlamsız bir savaşın, tanık olmadığı bir kavganın sebep olduğu bekleyişi ve insanı her geçen saniye daha da tüketen bu bekleyişe karşı verilen umutsuz mücadeleyi anlatıyor. İnsanın kendini kaybetmemek, sağlıklı kalmak adına nasıl kendine, hayallerine, anılarına ve geleceğe dair umutlarına bağlandığını, insana rahatsızlık veren bir dilden aktarıyor. Altın Ayı’nın en iddialı filmlerinden olmasa bile, izleyicilerin takdirini kazanmayı şimdiden başardığını söyleyebiliriz.

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et