BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Andrew Niccol sınıfsal ayrımın bir başka şekline vurgu yaptığı 1997 tarihli bilimkurgu filmi Gattaca’dan sonra yine yaratıcı bir fikrin etrafında şekillenen, zeki ayrıntılarla dolu bir hikayeye sahip, seyri keyifli, sürükleyici bir çalışmayla karşımıza çıkıyor.

DVD

En büyük düşman tespit edildi: Zamana Karşı (In Time)

Andrew Niccol sınıfsal ayrımın bir başka şekline vurgu yaptığı 1997 tarihli bilimkurgu filmi Gattaca’dan sonra yine yaratıcı bir fikrin etrafında şekillenen, zeki ayrıntılarla dolu bir hikayeye sahip, seyri keyifli, sürükleyici bir çalışmayla karşımıza çıkıyor.

Bilimkurgu filmlerinde iyiler artık yalnızca uzaylılar, canavarlar, çılgın bilim adamları ya da doğal felaketlerle mücadele etmiyor. Bu en yeni insanlık düşmanı Zamana Karşı (In Time) filminde de karşımıza çıkıyor: Vahşi Kapitalizm.

 Ege Görgün (Landlord)

Bilimkurgu bir anlamda geleceğin tarihi olma misyonu da üstlense de, aslında anlatılan hikayeler halihazırda yaşanılanların yansımasıdır. Günün teknolojik gelişmelerinin, sosyal ve ekonomik olayların toplum üstündeki etkilerinden çıkar iyi bilimkurgu. Başka bir yer, başka bir zaman, hatta başka bir alemde geçse de hikaye, anlatılmak istenen alegoriyle kolay görünür olmaktan çıkarılmış olsa da, söz konusu olan günümüzdür.

Çılgın bilim adamlarının yarattığı sorunları konu alan bilimkurgu filmleri bilimin hızlı ilerliyişi karşısında paniğe kapılan toplumun halet-i ruhiyesini yansıtıyordu. Atom Bombası’nın ardından radyasyonla ya da başka bir sebeple değişime uğramış yaratıklar sökün etti beyaz perdede. Soğuk Savaş Dönemi’nde uzaylı istilası konulu bilimkurgu filmleri revaçta oldu. Günümüze yaklaştıkça artık kendine iyice güveni gelen toplumun fazla korkusu kalmamış gibi görünüyordu. Felaket filmleriyle onlara uzaydan ve doğanın kendisinden gelecek etkilere karşı ne kadar aciz oldukları hatırlatıldı. Son döneme gelindiğinde ise gerçek düşman yüzünü gösterdi: Vahşi Kapitalizm. Gidişatın hiç de iyiye olmadığı mesajı taşıyan distopik filmlerde tasavvur edilen geleceğin dünyasındaki sınıfsal farklılıklar, kapitalist ve anti-demokratik düzen hakikaten ürkütücüydü. Bu düzende üst sınıf tüm gücü elinde tutarken, bu sınıfa hizmet etmekten öte amacı olmayan alt sınıfa mensup insanların hayatlarının bir değeri yoktu.

1979 yapımı Parts: The Colonus Horror filmi zengin insanlara organ sağlamak için bir tesiste yaşayan klonları konu alır. 2005 tarihli Michael Bay filmi Ada (The Island) da aynı konseptten yola çıkar. Eric Garcia’nın romanı The Repossession Mambo’dan uyarlanan, Miguel Sapochnik’in yönettiği Repo Men (2010) ise taksitle aldıkları organların ödemesini geciktirenlerden borçlarını ya da ipotekli organlarını tahsil etmekle görevli bir adamın hikayesidir. Hikayenin en dehşet veren yanı bu organların “anında müdahaleyle” geri alınması değil, şirketin bu organları mortgıç usülü satarken kullandığı pazarlama stratejileridir.

Vahşi Kapitalizm’in her anlamda kendini gösterdiği bir başka alegorik bilimkurgu filmi Vampir İmparatorluğu’dur. (Daybreakers/2010) “Kapitalizmi” çağrıştıran bir salgın sonunda dünya üzerindeki insanların yüzde 90’dan fazlası vampire dönüşmüştür. Herkesin gündüz yerine gece çalışması ve Starbucks’tan kahve yerine kan servis edilmesi dışında bizimkinden pek farkı yoktur bu dünyanın. Ancak kısıtlı oranda temin edilen kan ister istemez vampirleri bile sınıflara ayırmıştır. En üst sınıf kanı temin eden şirketin yöneticilerinden oluşmaktadır. En altta ise yeterince kan bulamadığı için “hayvani” bir yaratığa dönüşen vampirler ve kanları için sağılan insanlar vardır.

Andrew Niccol’ün yazıp yönettiği, Justin Timberlake’in başrolünde oynadığı Zamana Karşı (In Time) filminde hem kanın, hem paranın yerini zaman alıyor. Yaşlanmanın önüne geçildiği için herkesin 25 yaşında olduğu bu alternatif gelecekte satın almak istediğiniz her şey için hayatınızdan süre veriyorsunuz. Elbette maaşınızı da zaman cinsinden alıyorsunuz. Eğer zenginseniz, bu yüzyıllarca, hatta sonsuza kadar yaşayabileceğiniz anlamına geliyor.

Nüfus dokuz ayrı bölgeye ayrılmış. Günlük yaşayan fakir kesim ilk bölgeye yerleştirilmiş. Günlük yaşamak kollarındaki hayat saatinde 1 günü aşan bir süre olmaması demek. Her gün sıkı çalışarak bir sonraki gün yaşayacakları zamanı kazanmaları gerekiyor. Saatleri sıfırlanırsa o an oracıkta ölüveriyorlar. Bu yüzden her şeyi hızlı hareket ederek yapıyorlar, yürümek onlar için lüks, hep koşuyorlar. In Time’da, beklenmedik biçimde yüzyıllık bir ömre sahip olunca kendisininkinden çıkıp zengin bölgesine giden ve bu çarpık düzeni çökertmeye çalışan bir gencin hikayesi anlatılıyor.

Andrew Niccol sınıfsal ayrımın bir başka şekline vurgu yaptığı 1997 tarihli bilimkurgu filmi Gattaca’dan sonra yine yaratıcı bir fikrin etrafında şekillenen, zeki ayrıntılarla dolu bir hikayeye sahip, seyri keyifli, sürükleyici bir çalışmayla karşımıza çıkıyor. Ancak Niccol bu kez Gattaca’da çok yapmadığını yapıyor ve konvansiyonel sinemanın dümen suyundan gidiyor. Bu filmin seyir notunu yükseltse de, amiyane tabirle – karizmayı da çizdiriyor. Bir diğer sorun da hikayenin doyurucu bir finale sahip olmaması.

Bir de küçük anekdot: Ünlü bilimkurgu yazarı Harlan Ellison filmin, 1966’da Hugo ödülü kazanan bir hikayesine “fazlaca” benzediği gerekçesiyle açtığı davayı daha sonra geri çekmişti.

Zamana Karşı (In Time)

Yönetmen: Andrew Niccol

Senaryo: Andrew Niccol

Oyuncular: Amanda Seyfried, Justin Timberlake, Cillian Murphy

Yapım: 2011, ABD, 109 dk.

 

 

İlginizi çekebilir...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et