Takstar Galaktika‘da öyle bir yazı çıktı ki karşıma eski tarihli felan (17 Kasım) demedim aparttım. Dostumuz Tolga Akyıldız’ın blogu olduğu için de elimi korkak alıştırmaya gerek yok. Okan Bayülgen hakkında bir şey söylemeye cesaret edebilenlerin sayısı fazla değil bu ülkede. Dün akşam (18 Aralık) ufak bir takılma yüzünden “sen misin bana laf sokan” moduna girip konuğuna (Pınar Aydın) programı dar etmesi, bunu da “kasa her zaman kazanır canım” pişkinliğinde yapıp diğer konuklarını da kendinden tarafa çekmesi Bayülgen’in “kompleks” yapısını bir kez daha su yüzüne çıkarmışken hazır, iyi gider dedim…
Dün akşam Disko Kralı’nı izleyenler Okan Bayülgen‘in “Ayılar” dediği program orkestrası Zaga Band‘in yerinde başka bir grup olduğunu gördü. Evet; Zaga Band; Okan Bayülgen’le yollarını ayırdı. Ve hayır, bildiğim kadarıyla dün akşam dışardan destek vererek program orkestrası işlevini yerine getiren SATTAS da kalıcı değil… Peki bunca yıldır Okan’la birlikte program yapan; bir program orkestrasının çok ötesinde karizma ve yetenek sahibi Zaga Band; ne oldu da topluca istifa etti bu işten?
Derhal söyleyeyim; Okan çok uzun süredir oyalıyor Zaga Band’i… Sadece Okan’a duydukları sevgi ve saygıdan sabreden Zaga Band için belki de bardağı taşıran son damla Okan’ın “Nahide Ekengil” için DMC ile albüm anlaşması imzalaması olmuştur. Haksızlar mı? Değiller. Sittin senedir albümlerini çıkartmak için Okan’dan destur bekleyen, Okan’ın “sizin albümünüzü ben yapacağım, bekleyin” pışpışlarını yemek durumunda kalan adamlar dünkü çocuk değil. Tuncer ve Yusuf Tunceli Kardeşler ayrı ayrı; aklıyla, kalbiyle, müzik görgüsü ve enstrümanistliğiyle “iyi müzisyen” tırnağı içine pek yakışır. Murat Çopur deseniz; çok iyi bir basçı olmasının ötesinde kendini yaptığı işlerle müzisyen olarak kanıtlamış şahsına münhasır bir adamdır.
Okan Zaga Band’i albümünüzü ben çıkartacağım diye oyalıyor da oyalıyor dediğim gibi. Hatta çocuklar çok ısrar ettiği zaman “çıkartırım ama solist ben olursam” gibi şaka mı ciddi mi olduğu belli olmayan tuhaf laflar da ediyor. Arada iki iltifat ediyor, iki ayı diyor ve bir süredir idare ediyor Zaga Band’i…
Aslında Zaga Band’in kendi albümünü çıkartıp, başarılı olması umurunda değil Okan’ın. Çocuklara el verip sonra gurur duyması falan da mümkün değil. Çünkü bugüne kadar keşfettiği, kariyerine yön verdiği tüm yetenekli sanatçılar dahil olmak üzere (Engin Günaydın‘dan tut da Zafer Algöz‘lere kadar) hiç kimse davul zurnayla gitmemiştir oradan. Okan, öyleymiş gibi yapar. Ama onu “terk edenlerden” nefret eder. İster ki; bütün yetenekli insanlar onun etrafında olsun; onun ağzının içine baksın, sözünden çıkmasın. Onu “bırakıp gidenlere” de düşman olur. Bir “okul”muş gibi davranır. Bir okulun başarılı öğrencilerinin mezuniyetlerinde küsme hakkı varmış gibi…
Zaga Band albüm çıkarırsa “beni terk edip gider” diye düşünüyordu içten içe Okan Bayülgen. Ama haysiyet sahibi, tek derdi müzik olan yetenekli insanları da orda asker gibi tutamazsın işte. Bu konuda stratejik bir hatası var Okan’ın en başından beri. Programında boy gösteren tüm yetenekli insanlar için geçerli bu.
Yeni yetme, görgüsüz pop starları tiye alan Nahide Ekengil tiplemesinin gerçek bir albüm yapması onun bir anti kahraman olarak altını çizdiği noktayı parlatacağı için Nahide Ekengil albümünün anlaşmasını alelacele imzalamıştır DMC ile…
Aynı DMC’nin Zaga Band’e albüm yapması da Okan’ın iki dudağı arasındadır. Ama işine gelmediği için bunu yapmamıştır Okan; durum bu kadar basit. Ve bunca zaman sabreden Zaga Band de büyük olasılıkla Okan’ın Nahide Ekengil albümü konusundaki heyecan ve acelesini görünce gerçekle yüzleşmiş ve istifayı basmıştır.
Dikkat ettiniz mi; bunca yıllık yol arkadaşları olmalarına karşın dün programda Zaga Band’in gidişi ile ilgili tek bir kelime etmedi Okan Bayülgen. Telefon bağlantılarından birinde konuyla ilgili yorum yapıldığında ise birşeyler geveledi sinirle… Yememişler içmemişler program jeneriğinden Zaga Band görüntülerini çıkarmışlar ilk iş. Çünkü Okan Bayülgen, gidenleri sevmez. Haklı bile olsalar, mağdur bile olsalar; “onları ben yarattım, bana kazık attılar” diye düşünmektedir çünkü.