BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Şu sıralar DVD raflarında boy gösteren box set’lerin en göz alıcıları 50’li ve 60’lı yılların İtalyan filmlerine ait. İtalyan sinemasının en verimli olduğu bu dönemlerde kameraların arkasında De Sica, Visconti, Antonioni gibi dev yönetmenler vardı.

DVD

The Italian Box-Set: İtalyan devleri iş başında!

Şu sıralar DVD raflarında boy gösteren box set’lerin en göz alıcıları 50’li ve 60’lı yılların İtalyan filmlerine ait. İtalyan sinemasının en verimli olduğu bu dönemlerde kameraların arkasında De Sica, Visconti, Antonioni gibi dev yönetmenler vardı.

Şu sıralar DVD raflarında boy gösteren box set’lerin en göz alıcıları 50’li ve 60’lı yılların İtalyan filmlerine ait. İtalyan sinemasının en verimli olduğu bu dönemlerde kameraların arkasında De Sica, Visconti, Antonioni gibi dev yönetmenler vardı.

60’lı yıllarda İtalyan sineması “altın yılları”nı yaşadı. Bunda elbette ülkenin, savaşın travmalarını üstünden atıp, artık ekonomik ve sosyal anlamda bir rahatlama dönemine girmesinin büyük etkisi vardı. Üstelik sansür ve diğer baskı unsurlarının bertaraf edildiği özgür bir ortam vardı artık ülkede. Yaratıcılığa imkan tanıyan bu şartlar, pek çok yeni yönetmenin çıkışını müjdelediği gibi, 50’li yıllarda önemli filmlere imza atmış ustaların da dünya arenasında ağırlığı olan filmler çekmesini mümkün kıldı. Ülke sinemasının film üretimi, gerek nitelik gerekse nicelik açısından görkemli bir çıkış yakalamıştı.

Tüm dünyada Federico Fellini’nin La Dolce Vita’sının (Tatlı Hayat) konuşulduğu 1960, aynı zamanda Michelangelo Antonioni’nin filmi L’Avventura’nın (Serüven) Cannes Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü aldığı yıl oluyordu. Yönetmen 1961’de La Notte’yi (Gece); 1962’de ise La Eclisse’yi (Batan Güneş) çekerek Yalnızlık Üçlemesi’ni tamamlamış olur. İki yıl sonra iese Il Deserto Rosso (Kızıl Çöl) ile çıkar sinema severlerin karşısına. İşte Antonioni’nin en içsel ve sinema anlayışını en iyi ortaya koyan bu dört filmi Michelangelo Antonioni Koleksiyonu başlığıyla bir araya getirilmiş.

İkinci  setimiz ise Yeni Gerçekçilik akımının ilk belirtilerini gözlendiği Sciuscia (Sokak Çocukları / Shoeshine – 1946), Ladri di Biciclette (Bisiklet Hırsızları) (1948), Umberto D. (1952) ile müstesna, Vittorio De Sica’nın filmlerinden oluşuyor. La Ciociara’nın (İki Kadın – 1960) başrolünde bir İtalyan ilahesi oynuyor: Sophia Loren. Sözünü ettiğimiz altın dönemin açılışını yapan filmlerden biridir bu da, tıpkı L’Avventura gibi. Sette La Ciociara dışında Miracolo A Milano (Milan Mucizesi – 1951) ve başrollerinde Shirley Mclane ve Peter Sellers’ın oynadığı Woman Times Seven (Yedi Kere Kadın) yer alıyor. Bahsi geçen diğer De Sica filmlerinden Bisiklet Hırsızları daha önce tek başına piyasaya çıkmıştı. Hepsi siyah beyaz olan Teresa Venerdi (1941), Kaldırım Çocukları (Sciuscia – 1946), Umberto D (1952) ve Napoli Altını (1954 – L’Oro Di Napoli) ise ayrı bir set olarak satışa sunuldu.

Bir diğer setimiz Luchino Visconti’nin üç farklı döneminden seçilmiş filmlerinden oluşuyor: Yeni Gerçekçi akımının önemli öncülerinden olan La Terra Trema (Yer Sarsılıyor – 1948): usta yönetmenin akımdan ayrılma sinyallerini açık açık verdiği yıllarda çekip Anna Magnani’yi oynattığı Bellissima (1951) ve yönetmenin kariyerinin belki de en tanınmış filmi olan Alan Delon, Burt Lancaster ve Claudia Cardinale’li Leopar. (Il Gattopardo)

Eğer kişisel müfredatınızda “İtalyan sinemasına giriş” var ise, emin olun bu filmlerle ders hem keyifli hem de öğretici geçecek.

İlginizi çekebilir...

MUBI

Yönetmen Atıf Yılmaz, senaryo Ümit Ünal, oyuncular Mazhar Alanson ve Ali Poyrazoğlu desek herhalde Arkadaşım Şeytan’a dikkat çekmeye yeter. Türk sinemasının fantastik öğelerle süslü...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et