BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Amerikalı yazar Andy Weir’ın büyük başarı kazanmış ilk romanı Marslı (The Martian); Yaratık (Alien), Bıçak Sırtı (Blade Runner) ve Gladyatör (Gladiator) gibi filmlerin yönetmeni Ridley Scott tarafından sinemaya uyarlandı. Matt Damon ve Jessica Chastain başrollerde.

Serkan Çellik

MTV gençliğini bilim kurguya ısındırma projesi: Marslı (The Martian)

Amerikalı yazar Andy Weir’ın büyük başarı kazanmış ilk romanı Marslı (The Martian); Yaratık (Alien), Bıçak Sırtı (Blade Runner) ve Gladyatör (Gladiator) gibi filmlerin yönetmeni Ridley Scott tarafından sinemaya uyarlandı. Matt Damon ve Jessica Chastain başrollerde.

The-Martian

Amerikalı yazar Andy Weir’ın büyük başarı kazanmış ilk romanı Marslı (The Martian); Yaratık (Alien), Bıçak Sırtı (Blade Runner) ve Gladyatör (Gladiator) gibi filmlerin yönetmeni Ridley Scott tarafından sinemaya uyarlandı. Matt Damon ve Jessica Chastain başrollerde.

serkan-cellik Serkan Çellik

Ülkemizde de yayımlanmış romanın konusu kısaca şöyle: NASA’dan bir ekip Mars yüzeyinde görev yaparken olumsuz hava şartları nedeniyle geri dönmek zorunda kalır, ancak bir arkadaşlarını öldü zannedip bırakarak. Çok geçmeden astronot Mark Watney’in hayatta olduğu anlaşılır ve onu geri getirmek için çalışmalar başlar.

Yazar Weir verdiği röportajlarda kitabı için gereken bilimsel verileri internetten araştırarak elde ettiğinden bahsetmişti. Tamamı anlaşılmasa da oyalayıcı ancak fazlasıyla terim içeren konuşmalarla dolu Marslı. Film genel itibariyle sabun köpüğü gibi. Yumuşak, hafif, kimseyi üzmeye niyeti yok. Ağırlık eksikliğini kapatma amaçlı olabilir bu terim fazlalığı ancak deney heterojen bir yapıyla sonuçlanmış, görüntüsü bulanık.

the-martian-filmi-izle

Marsta tek başına kalan Watney muhteşem bir zeka. Elbette dünyanın en iyilerinden, yoksa orada işi olmazdı. Psikolojisi de sağlam. Gravity’nin Sandra Bullock’u gibi havlamıyor. Elindeki malzemelerin ve yapabileceklerinin farkında. Sera etkisi oluşturup Marsta patates yetiştirmekten kendine su üretmeye, her türlü aleti tamirden akıl almaz iletişim yolları keşfetmeye varan numaraları var. Bunları yaparken ya da olumsuzluklarla karşılaştığında, bir an bile ümitsizliğe kapılmıyor. Yaptığı yemeği, içtiği spor destek ürünlerini, kısa-uzun insanlar hakkında düşündüklerini ve intihar etme sebeplerini paylaşma meraklısı Youtube insanları gibi; sürekli kamera karşısında kendini anlatıyor, şakalar yapıyor, hani neredeyse eğleniyor.

the-martian-matt-damon-e1443735826924

Bu adamı sevmemek mümkün mü? Bir kere, ailesi yok. Bu tarz öykülerde genelde bir eş, yüzde doksan kız çocuğu olur ve bazen de yetmezse yaşlı ebeveynler eklenir. Dünyada, ekran karşısında olup biteni izlerken ellerini ağızlarına kapatarak duygulanırlar. Marslı’da bunlar yok. Watney’in varı yoğu biziz. Zekice. Adam kaslı, yakışıklı, karizmatik, zeki, elinden her iş geliyor. Bir sürü izleyici daha cepte. Ağlayıp zırlamıyor. Yardıma muhtaç değil. Analitik. Başaracağından emin. Tam bir beyaz yakalı. Onu kurtarmak için olup biteni çözmeye uğraşan, Amerika topraklarında yürüyen zekalar da cabası. Hakikaten, bir an bile Watney’in kurtulamayacağını düşünen oldu mu? Yani, onun için endişelenen, acaba sonunda ne olacak diye düşünen bir izleyici var mı? Zannetmiyorum. Çin bile çok gizli projesini bu adamı döndürmek için riske atıyor. Ekibi, 533 gün daha uzayda kalma konusunda en ufak bir tartışma yaşamadan ortak karara varıyor. Bir kişi, yarım kişi olsun hadi, Watney ile ilgili negatif düşüncelere sahip değil. Tek yürek, tek bilek, üstün zeka, sınırsız para. Seviyoruz onu: American Hero.

martian-gallery9-gallery-image

Film boyunca Watney’in kurtulması için bulunan çözümler de evlere şenlik. Aracın üstünü kes. Kocaman bir taş bulup vur. Kendini havaya uçurmadan ateş yak. Tüm koltukları sök, kumanda panelini kaldır, arabanı(!) modifiye et. Pimp My Ride! Branda ger, koli bandı tak, evde kendin yap. Yüzüklerin Efendisi’ni ve Iron Man’i sevmeyen yok. Beysbolu da. Beysbolda olduğu gibi harika bir yakalayışla bitse film, kitleler ayağa kalkıp tezahürat etmez mi? Eder. Zekice. Televizyon başından kalkmayan Amerikan izleyicisi için, MTV gençleri için bundan çekici bilimkurgu yapılamazdı.

75

Biçime bakacak olursak, elbette enfes. Ridley Scott’ın işçiliği tertemiz, görüntü yönetimi ve ses tasarımı başarılı. Kostümler, gördüğümüz en çekici astronot kıyafetleri. Matt Damon’ın zayıf görünmesi gereken sahnede üstü çıplak duştan çıktığında yüzü görünmesin diye kafasından ateş çıkana kadar saçını havluyla kurulaması biraz gülünç, Damon’ın yüzünü ince yapılı birinin vücuduyla göstermek Hollywood için zor olmasa gerek ama demek ki uğraşmamışlar. Onun dışında problem yok. Peki koskoca Ridley Scott 77 yaşında böyle filmler mi yapmalı? Bilemiyorum. Sanırım herkesin daha fazla para kazanmaya ihtiyacı var.

The-Martian-203x300Marslı (The Martian)

Yönetmen: Ridley Scott

Senaryo: Drew Goddard, Andy Weir (roman)

Oyuncular: Matt Damon, Jessica Chastain, Kristen Wiig

2015 / ABD / 141 dk.

İlginizi çekebilir...

Vizyon

Alex Garland bize, çok da olası görünmeyen bir iç savaş filmi sunarken aslında zeminini sağlam bir temele oturtuyor.

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et